29 Aralık 2009 Salı

14 Aralık 2009 Pazartesi

Konser : Tibet Ağırtan & Rock 'N Roll

KONSERE BEKLİYORUZ


Düz çizgi ile resim yapılır mı ?

Yaşamın resmini çizmek
...
Sordu adam – Hayat nasıl gidiyor
Cevap verdi – Düz gidiyor , düm düz yani ...
Dedi ki – İyi o halde sorun yok !
Cevap Verdi – İyi de düz çizgilerle güzel resim çizilmiyor ...
Dedi ki - Kağıdı eğecek bükeceksin o halde biraz ... !
... !
Dedi ki - Çizgileriniz de tutmak zorunda değil , kağıtla oynayacaksın
... !
Adam dedi ki - Evet evet . Sen düzsen dünyayı eğeceksin , dünya düzse sen eğileceksin ...
Düz çizgilerle çizilen resim resim olmaz !

Aylak Adam
Aralık 2009

10 Aralık 2009 Perşembe

Aylak Adam Etkinlik : Friday Night LIVE ! in Kemancı

Köstebek Sunar
Friday Night Live

Köstebek Müzik cuma akşamlarını ateşleyecek yepyeni bir programa başlıyor :
Friday Night Live

Her cuma farklı bir grup ya da müzisyenin sahne alacağı organizasyonun ilk konuğu
Rockstar GALACTICA

2004 yılında Can Bora Genç (vokal), Emrah Şener (Gitar), Buket Doran (Bas), Arda Algül (Klavye) ve Aykan İlkan (Davul) dan oluşan kadrosuyla Kemancı ‘da çalmaya başlayan gruba 2005 yılı sonlarında Gamze Amus (vokal) dahil oldu .

Bugüne kadar bir çok konserde yeralan “ Galactica “ grubu Funk, Soul ve Rock şarkılarına getirdikleri yorumla iyi müzik ve eğlenceyi birarada sunuyor .

Grupta yeralan Buket Doran ve Aykan İlkan aynı zamanda Şebnem Ferah’ ın grubunda yer aldığından Şebnem Ferah fanlarının yakından tanıdığı isimlerdir.

18 Aralık 2009 Cuma gecesi başlayacak programın DJ , kendi deyimi ile “ Müzik Çalan Adam “ kabininde Gırgır ve Hıbır dergilerinde uzun yıllar karikatürleri ve Türk Rock müziğinin gündemini belirleyen yazılarıyla yer almış camianın kült ismi karikatürist Aptülika yeralacaktır . Gecede hard rock klasiklerinin yanısıra Aptülika’nın sürprizlerine de hazırlıklı olmak lazım .

Ya “ Hey gidi günler hey “ diyeceksin ya da “ Long Live Rock n Roll “


Köstebek
( Aptülika ve Aylak Adam'ın katkılarıyla )
***

RockStar GALACTICA
Can Bora GENÇ - VokalGamze AMOUS -VokalEmre KULA - GitarUğur GÜLBAHARLI - KlavyeBuket DORAN - Bas GitarAykan İLKAN - Davul
***

Tarih : 18 Aralık Cuma Saat 21:00
Yer : Kemancı
Adres
: Sıraselviler Caddesi 33/1, Beyoğlu 34427 İstanbulTelefon : 0 212 293 61 00
Email : kostebekmusic@yahoo.com

8 Aralık 2009 Salı

Yıl Biterken

Yıllık olarak bloglarımı yazmaya başladıklarımın içinde en sade ve soluk yıllık bu oldu sanırım . Aslında okadar çok şey olup bitiyor ki , önemli olan algının kapılarını açık bırakabilecek sağlıklı ve mantıklı yaşam şeklini hayata adapte etmekte tüm hikaye . Ya da sağlıklı ve mantıklı ifadesi göreceli olabileceği için William Blake'in " Eğer algının kapıları temizlenirse herşey olduğu gibi görünür , uçsuz bucaksız ..." ya da Aldux Huxley'in dediği gibi " Bilinen ve bilinmeyen şeyler vardır , aralarındada algı kapıları..." söylemlerindeki gibi beyinlerimizi dolayısıyla yaşamımızı meşgul eden dolduran , bizi zamana hapseden ve üzerimize sis gibi çöken bizden olmayan, bize dayatılanlarda kurtulursak , yaşamımız daha da berraklaşacak sanıyorum ( Jim Morrison'u anımsadım saygıyla ...) ... Ama bu yıl Aylak Adam bu anlamda bir kaybedeni yaşıyor , hayat gailesi tüm zamanı garip bir çelişkiler topunun çığa dönüşmesiyle kapladı bu sene ve geriye dönüp baktığımda , zamanın içinde yaşana güzellikler olsada onları dile getirememek sadece "carpe diem - anı yaşa " modunda bir anlık keyfin ya da yaşanmışlığın içerisinde kaybolup gitmiş gibi görünüyor yaşananlar , zamanda ... Oysa yaşananlar ve yaşanmışlıkların , özelliklede manalı ve değerli olanların bence izleri olmalı , hissettirdikleri, özellikle de kattıkları paylaşılmalı , hissedilen enerji mutlaka dışa dönmeli , yansımalı ki bir kötülüğü bile olsa iyi etme adına belkide bir şifa olabilmeli ... ( Medicine Man büyükbaba Geronimo'yu saygıyla anıyorum , Kızılderili kültüründe şifacılar toplumun en önemli kişiliklerinendir . Geronimo hem bir savaş lideri hem de bir şifacıdır . Günümüzde ruhunu sanal yaşatabilmek adına anmak ve benimsek benim açımdan önem arzetmektedir, paylaşmayı istedim. )


Ancak tabii bu memlekette , bu dünya da, bu sokaklarda, bu şehirde, bu atmsforde birşeylere kullak kabartır ya da dikkat kesilirseniz işiniz yaş demeliyim , yaş biliyorsunuz bir argo ifade , ama göz yaşına kadar gidecek bir ızdırabın izleri bu aynı zamanda ... İnsan olarak en büyük özelliğimiz daima umutvar olabilmemiz ve tüm kötülüklerin içinden bile bir güzellik çıkarabilmemiz ... ( Aklıma Köle edilmiş kara Afrikalıların pamuk tarlalarındaki ızdıraplı günlerinden sonra geceleri barakalarında yarattığın olağanüstü BLUES geliyor. " Bu sabah kalktım ve bir bira açtım kendime , gelecek herzamanki gibi karanlık ve soğuk ama sevgilimin sıcaklığu ısıtıyor ve aydınlatıyor sabahımı ...)
Bu yıl tüm bu sıradan ve bunaltıcı atmosferin içinde , güzel bir Akdeniz yaz tatili , araya girmiş birkaç ROCK konseri ki sonuncusu WASP'di ve okumaya fazlası ile konsantre olup ortalamanın üzerinde bir kitap okuma durumu gerçekten bana haz veren önemli ayrıntılardı . Henüz belki motorsikleti alamadım , halen dağlara çıkamıyorum , sırt çantamı alıp gidemiyorum ama , alacakaranlığın içinde yanan mum ışıklarında aydınlık yüzleri ve yol gösterici güzellikleri yakalıyor olabilmenin heyecanı beni umutvar ve heyecanlı kılıyor ... Hatta bu satırlara başlarken bloga uzun süredir yazmadığımı farkedip birşeyler karalamalıyım , ama ne , diye düşünürken , şimdi geride kalan satırla bakınca bile hala yüreğimdeki umut ışığının ya da meşalesinin heyecanla yandığını hissettiğimi anladım . Bu güç için , her nereden ve nasıl geliyorsa ona minnettar olduğumu , saygı duyduğumu ve onu çok değerli bulduğumu söylemeliyim .
Teşekkürler o gücü bana gönderen ve o gücün benden yayılmasını sağlayanlara , yaşama , doğaya , içsel dünyama ve tüm dostlarıma ...


Sevgiyle Kalın ...


Aylak Adam

9 Aralık 2009















Fotoğraf : Doğanın Silahları-1 / Aylak Adam 2009 / Ulupınar - Antalya

28 Ekim 2009 Çarşamba

KUTLU OLSUN CUMHURİYETİMİZ

HERZAMAN VE SONSUZA DEK KUTLAYACAĞIZ


HEPİMİZİN CUMHURİYET BAYRAMI KUTLU OLSUN


AYLAK ADAM 2009

15 Eylül 2009 Salı

Küresel Ekonomik Kriz - Terör ve Sel = Ağustos Eylül 2009

TV'lerdeki koca koca adamların çocuk kandıramayan reklamları !
Ekonomik kriz için reklam kampanyası var , büyük abiler ablalar topluma mesaj şıftırtıyor ( Okan Bayülgen tabiri ile ) , oyuncak alın diyor biri , oyuncakların neredeyse %99,9 'unun Çin'den gelmediğini bilmediğimizi sanarak , biri simit alın diyor , buğday ve üretilen buğday'ın tohum politikasının bilmediğimizi sanarak , çiklet alın diyor , gidip bir sakızların isimlerine cisimlerine ve içeriklerine teliflerine bir bakın . Bakkal dan alışveriş bakın iyi fikir , ama bakkalı yaşatırken akıllı olmanız lazım ...

Balık kavak ağacına çıktı , Manda söğüt dalına yuva yaptı , İstanbul selde boğuldu !
İkincisi bir yaz yağmurunda onlarca insan sele kurban gitti , arabalar evlerin çatısına çıktı , deniz motoları ile araçlar aynı yerde yüzdü , TEM uluslararası otoyolunda arabalar sandal oldu , kapalı bir kamyoneti servis yapmışlar mezar oldu insanlara , tüm bunlar medenileştiğini geliştiğini , çağdaşlaştığını , kültür bombardumanına tutulduğu varsayılan , Türkiye'nin kalbi ISTANBUL'da bir eylül günü yağan yağmurlarda oluşan selde meydana geldi . Depremde hepimiz deprem uzmanı olmuştuk fayları öğrenmiştik , şimdi hepimiz bu defa dereler ve dere yatakları konusunda ihtisas görüyoruz , yüce medyamız sayesinde , TV'den eğitim ve feyz almaya ( ya da hacı hocadan ) meraklı ve tembel olduğumuz için en kolayı bu ama 3 gün sonrada , hani erme modunda bilgilendikten sonrada koca koca prf.'ların kimi konuşmalarına bile müdahahil olup o yanlış bu doğru diye ahkam bile kesecek kadarda etkin (!) oluyoruz , ne hikmetse . Bunca zehir(!) ve cin (!)gibi insanlardan oluşan bu arkadaşlarla hala nasıl bu hallerde olduğumuzu da insan düşünmeden edemiyor nedense (!) ... Haa şunu söyleyelim kısa süre sonrada bu bilgileri unutuyoruz ... Buda bana belli bir hafıza kapasitesine sahip kuşları anımsatıyor , son öğrendiğiyle ilk öğrendiğini unutan gibi ... son öğredniğimizle ilkini unuturken , dereleri öğrendik fayları hatırlamıyoruz bile ...

Haramiler diyarında "Açıl susam açıl"
Açılım yapıyoruz birde , açılıp saçılıyoruz , Mevlana 'nın bilmeyeni kalmayan söznde " Ya göründüğün gibi ol , ya da olduğun gibi görün " der ... Yapmayın etmeyin ağalar beyler , yemeyin ( argoda= kandırmayın ) bizi , saf yerine koymayın bu insanları , özgürlük , savaş karşıtlığı , kardeşlik , dostluk gibi kutsal ifadeleri bu çok ucuz politik malzemelerin bir oyuncağında dönüştürmeyin , terör ve ölümlerin kol gezidiği sürece samimi olmayan hiçbirşey bir mesafe kat edemez . Mevlana'yı asla unutmayın , bize karşı olmanıza gerek yok , ihtiyaçta yok ama insansanız kendinize dürüst olun yeter ...
...
12 Harbi DEV !
Tüm bunlara rağmen çok keyifli anlar geçirten bir 12 DEV ADAM var bana ki basketbolun nekadar güzel bir spor ve nekadar doyumsuz bir zevk olduğunu anımsattıkları için . Avrupa şampiyonasında şu anda ilk 5 maçın tamamını kazandılar , kendilerini kutluyorum .
Futbol takımını mı ? Onunda Dünya kupasına gitmesini isterdim ama , başlarında ki (m)egoloman olmadan ... Zaten bu sebeplede hüsran içindeyiz ...

Bir " Al-ver , ekonomiye can ver" esprisi (Face Book'tan alıntı)
Bu Tekirdağ Rakısı, Bunu içersen; Tekel fabrikası kazanır, Tekel Bayiileri kazanır, meyhaneler kazanır, peynirciler kazanır, mezeciler kazanır, balıkçılar kazanır, anason üreticisi çiftçiler kazanır, şişe üreticisi kazanır, nakliyeci kazanır, taksiciler kazanır. İçtikten sonra kaza yaparsan; kaportacı kazanır, tamirci kazanır, hastaneler kazanır, doktorlar kazanır. Kaza yapıp ölürsen; mezarcılar kazanır, tabutçular kazanır, imamlar kazanır, çiçekçiler kazanır, lokmacılar kazanır, Velhasıl tüm Türkiye Kazanır... Bir tek sen kaybedersin. Krizin etkisi yok olur gider... :)

Aylak adam'dan bir " yarım eylül " güncesi

3 Eylül 2009 Perşembe

Küresel Isınma - Eritiyor ( Sanatçının vurgusuyla )

Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF), küresel ısınmanın korkunç sonuçlarına gözlerini kapayan dünyanın dikkatini çekmek için elinden geleni yapıyor. Fotoğraftaki yaklaşık 1000 adet küçük buz adam Almanya'nın başkenti Berlin'de basamaklara oturtuldu ve güneşin altında 30 dakikada eridiler. Eser, Brezilyalı sanatçı Nele Azevedo'nun...



19 Ağustos 2009 Çarşamba

Motorcunun İnanışı

Motorsiklet tutkusu ....

Biz kendi yolumuza gitmeye inanırız,
Dünyanın geri kalanı ne yöne giderse gitsin.
Bireyleri cama çarpan sinekler gibi ezmek için yaratılmış sistemde arıza çıkarmaya inanırız.
Bazılarımız yukardakine inanır,hepimiz aşağıda yaşayanlara sıkı sıkı bağlanmaya...
Biz gökyüzüne inanırız sunroof a değil...
Biz özgürlüğe inanırız.
Biz toza inanırız, yabani bitkilere. bufalolara, dağ gezilerine ve gündoğumunu arkamıza alıp sürmeye.
Biz eyer üstüne takılan çantalara inanırız ve bunu sadece kovboyların anladığına.
Biz hiç kimsenin önünde boyun eğmemeye inanırız.
Biz siyah giymeye inanırız,çünkü ne kir gösterir ne de zayıflık.
Biz dünyanın gün be gün yumuşadığına inanırız ve onunla beraber yumuşamayacağımıza.
Biz bir hafta süren motosiklet yolculuklarına inanız.
Biz yol maceralarına, benzin istasyonlarına, sosisli sandviçlere inanırızve her tepenin arkasında ne olduğunu keşfetmeye.
Biz gürüldeyen motorlara inanırız,çöp kutusu büyüklüğündeki pistonlara.1936 da tasarlanmış benzin depolarına, tren lambası kadar farlara, kroma ve özel boyalara.
Biz aleve ve kurukafaya inanırız.Biz her insanın hayatını kendi eliyle şekillendirdiğine inanırızve hayatı inanılmaz bir sürüşe çevirdiğimize.
Biz selesine oturduğumuz makinenin tüm dünyaya kim olduğumuzu gösterdiğine inanırız.
Biz başkalarının neye inandığı ile ilgilenmeyiz...



18 Ağustos 2009 Salı

Aylak Adamın Güncesi - Yaz 2009



Genelde kişisel olarak blogumda yer verdiğim ay ve dönem güncelerini basından alıntılar ve derlemelerle oluşturuyorum . Dikkate değer bulduğum kişisel ve genel anlamda ülke ve dünya çapındaki olayları paylaşıyorum ki ileride yıllar bazında geri döndüğümden ilgili dönemlerde nelerin dikkat çektiğini ve değişimleri gözlemleme şansı bulmak istiyorum .


Ancak son birkaç aydır doğrusu gerek özel işlerim gereksede yaz mevsimi dolayısı ile aylık günceyi takip edemiyorum , daha doğrusu günlük gazete ve tv haberlerini bile sağlıklı takip ettiğimi söyleyemeyeceğim . Aslında bu durumdan zaman zaman şikayetçi olmadığımıda söylemeliyim . Neticede bizim gibi sıradan figüler için dünyanın sorunları ile ilgilenmek , aslında dertli başa biraz daha dert olmaktan başka birşey ifade etmiyor. Sonuçta elinizden fazala bir imkanın gelmediği , trafik kazalarındaki ölümler , küresel ısınma felaketleri , doğal afetler , savaşlar , cehaletin pençesinde kurban olan zavallı insanlar , 3. sayfa toplumsal psikolojinin ayaklar altında süründüğünü kanıtlayan vahşet haberleri , siyasetin ve politikanın kaygan zeminde ve hiçte güven vermeyen dansları doğrusu insanı pekte mutlu kılmıyor . Ama işte çözümde buradan yatıyor . Çözüme ve duyarlılığa sahip olmak için durup duruken bu ağrı ve sancıyı hissetmek . Sanırım insan olmanında en büyük farkı burada diğer canlılara nazaran . Bir grubu diğer canlılarda dahi görülmeyecek düzeyde ve düşüncesizce dünyayı yok etmeye çalışırken , bir kısmıda yine diğer hiçbir canlı türünde görülmeyecek düzeyde buna karşı kaygılanabiliyor ! Doğrusu bu durumda İNSAN türü hakkında yorumda bulunma konusunda fikir beyan etme konusunda garip bir ironik durum oluşturuyor .


Sonuçta dünyamızda her an her konuda mutlaka ki insanları yani bizleri etkileyen birşeyler oluyor , haber değeri ve dikkat çekmesi açısındadan bunları bize sunulan birçoğu maalesef ki kötü ve rahatsız edici şeyler . Enseyi karartmadan yaşamaya ama güzel ve mutlu yaşamaya ve karanlığı aydınlatacak ışığı bulma ya da bizde yanan o ışığı söndürmemek adına yaşamaya devam etmek durumunda olunması gerektiğine inanıyorum .


Bu nedenle bu başlıktaki bu yaz güncesi dahaçok güncel olaylar ve durumlar yerine daha kişisel ve aklımdan geçen düşünceleri paylaşmaya ayırmak istedim . Çünkü bunu en azından genelde yaşananlar karşısında karamsar bir tavır sergileyen benim için kendime de vereceğim en güzel mesaj olduğuna inandığım için yapmak istedim . Ve bunu sizinle de paylaşmak ...
Görmeye , duymaya, bilmeye, öğrenmeye , sormaya , düşünmeye , şüphe etmeye , merak etmeye , okumaya , yazmaya , çizmeye devam edelim ama hep gülümseyecek ve gülümsetecek bir sebepte bulalım ...

Aylak Adam

Agustos 2009

Bir Öğleden Sonra ...


19 Haziran 2009 Cuma

Okuduğum son ÜÇ kitap

Bir yıla 12 kitap , bir aya bir kitap ortalamasını kendime yaşama dair minimum bir hedef olarak koydum . Bunu uygulamaya çalışıyorum . Şu aralar gaza bastım ...
Paylaşımınıza ( Kendi yorumlarım ve kitaplardan kısa alıntılarla...)
Okuduğum Kitaplar

Vejeteryanlığın Faydaları – Sadık Hidayet – YKY

“Midelerinizi hayvan mezarlığına cevirmeyiniz” ...Diye başlıyor bu muhteşem kitap arada çok fazla düşündürücü ve vurgulu ifadelerle , bu konuya hiç bulaşmak istemeyen duyarlı her insanı yerinden zıplatacak kadar etkili ifade ve yorumlar katıyor usta yazar kitapa . Örneğin ” İnsan kan döküyor, zulüm tohumu ekiyor. O halde sonuçta savaş, acı, yıkım ve toplu kıyım biçecek İnsanlık, ilerlemeyecek huzur bulmayacak; mutluluk, özgürlük ve barış yüzü görmeyecek etobur olduğu sürece.'' Olduğu gibi .

Sadık Hidayet İran edebiyatının önemli yazarlarından biridir . Kendisini Ömer Hayyam’ın Teranneleri isimli yine YKY ‘den çıkmış inceleme – araştırması ile tanımıştım . Bilinen Hayyam’dan başka bir Hayyam tadı bırakmıştı damağımda ve çarpıcıydı ...Farklı bir adam olduğu hemen anlaşılıyordu.

Bu kitabını 1927 yılında yazmış ve 85 sayfaya sığdırmış , bazı çarpıcı noktaları kitapta farklı bölümlerde defalarca tekrarlıyor , buda vurgunun kalıcı olmasını sağlıyor , ayrıca 1927 gibi bir yıla rağmen tüm görüşlerini özellikle bilimsellikle ve bilim adamlarından alıntılarla desteklemesi ve tüm bunları bir edebiyatçı yeteneği ile okuyucu için bir lezzete ( ama bitkisel ) çevirmeyi başarıyor .

Vejeterjan olmayabilirsiniz olsun varsın hiçfarketmez , ama okursanız neden et yediğinizi mutlaka sorgulayacağınıza kesinlikle eminim .

Kesinlikle okunmalı , okuduklarınız ruhunuza huzur ve umut verecektir .

Kitaptan bazı alıntılar;

"Herşey insanın etobur olmadığını göstermektedir. Vücudunun iç yapısı meyve yiyici olarak yaratıldığı gibi, dış yapısı, yaşama tarzı, gelenekleri, davranış ve aklı da insanın etobur olmadığını kanıtlamaktadır.

İnsanın ağzı, avını yutabilmek için etoburların ağzı gibi açılmaz. Dili yumuşaktır. Suyu yalayarak içmez. Elleri pençesizdir. Köpekdişleri diğer dişlerden uzun değildir. Gözleri, diğer etoburlar gibi karanlıkta görmez. Burnu, canlı havyan kokusunu uzaktan almaz. Ağaca tırmanıp kolayca meyve toplayabilir, ama kuş yakalayıp parçalayamaz. Çiğ veya kokmuş eti yiyemez.

Midesi etobur hayvanlarınkine göre çok daha ince ve güçsüzdür. Mide salgıları ve pankreas bezi, eti çözündüremez. Karaciğerinin etteki azotu uzaklaştıramaması gut, romatizma ve sinir hastalıklarına yol açar. Etobur hayvanlarının bağırsakları kısadır, bozuşmuş et orada durmaz. Oysa insanın uzun olan bağırsaklarında kalan et kokuşur ve öldürücü mikroplar üretir. Nitekim bağırsak rahatsızlıkları ve apandisit bu bozulmanın sonucunda ortaya çıkar.

Niçin dünyadaki tüm canlılar arasında sadece insanın dişleri çürüyor ve binbir güçlükle dişlerini koruyabiliyor? Ormanlarda, ovalarda, çöllerde ve deniz diplerinde yaşayıp da dişleri dökülen bir hayvan yoktur. Eğer varsa, onun soyunun da bozulup yok olmaya doğru gittiği anlaşılır.

Hiçbir varlık besinini pişirmez ya da öldürmez. Pişirmek, yiyecekleri harap etmek ve doğal halinden çıkarmak demektir. İnsan, doğanın sunduğu hoş kokulu ve leziz meyveler yerine, hırsından dolayı hayvan ve kuş leşlerini, kokmuş meyve sularıyla ve hayvanların kan, bağırsak ve diğer sakatatıyla süsleyip türlü baharatlarla karıştırarak yemektetir."

Ünlülerden aforizmalar ;
Pisagor 'Ey ölümlüler! Böyle pis bir yiyeceğe bulaşmaktan korkun!'
Hazreti Ali 'Midelerinizi hayvan mezarlığı yapmayın!'
Yunan filozoflarından Plutark şöyle der: 'Siz masum ve sakin hayvanların kanına susamışsınız. Oysa onların hiç kimseye zararı yoktur. Size alışıyorlar, sizin için çalışıyorlar ve hizmetlerinin karşılığında siz onları yutuyorsunuz.'

Ünlü Rus yazarı ve büyük filozof Tolstoy şöyle yazar: 'Et yeme alışkanlığı barbarlık zamanlarından kalmıştır. Vejetaryenliğin ortaya çıkışı eğitimin ilk tesiri sayılır.'

Profesör Buşar'a göre: 'Et yiyenlerin dilleri kirlidir. Nefesleri kokar, dışkıları pis ve düzensizdir. Aynı zamanda mide ve bağırsak rahatsızlıkları, cilt yaraları, baş ağrısı, romatizma, aşırı derecede şişmanlık ve zayıflık onlarda görülür.'

Bir gün gelecek ve insanın yiyeceği o kadar değişecek ki, gelecek kuşaklar atalarının böylesine sağlıksız, çirkin ve vahşice bir besini yediklerine inanmayacaklardır.

İnsanoğlu günün birinde evriminin doruğuna ulaşırsa, doğal bir ortamda bitkisel yiyeceklerle birlikte olacaktır. Oysa et yemesi ve yapay uygarlığı onu fasitleştirmiştir ve yok olma uçurumuna doğru sürüklemektedir. Doğa yasalarına göre yaşayan, sağlıklı ve yeni bir kuşak onun yerini almazsa, insan soyu utanç verici bir şekilde kaybolup gidecektir."


Dönüşüm – Kafka

Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu…”

Kafka’nın 1912’de yazdığı Dönüşüm adlı anlatısının bu ilk cümlesi, tüm olağandışılığına, dahası şaşırtıcılığına, ürkünçlüğüne karşın, giderek daha da ürkütücü bir olağanlığa bürünecek bir öykünün habercisidir.

Babaya Mektup’ta ve Yargı’da olduğu gibi, burada da oğul ve baba söz konusudur. Ama, Dönüşüm, birçoklarına göre Kafka’nın yabancılaşma duygusunu en güçlü biçimde yansıttığı yapıtıdır aynı zamanda. Bir sabah yatağında bir böcek olarak uyanan Gregor Samsa, bilinci ve istemi dışında gerçekleşen bu dönüşümü bir türlü kabullenemez. Ailesi ve patronu ise, kısa bir şaşkınlığın ardından, onun artık bir böcek olduğunu kabullenirler. Ama böcek olmakla alışageldiği şeylerden koparak yepyeni bir konuma giren Gregor Samsa da, o güne kadar sürdürdüğü yaşama da, çevresindekilere de, bambaşka bir gözle bakacaktır.

Radikal Kitap ‘dan Celal Üster yukarıdaki gibi giriş yapıyor yazısına . Doğrusu Kafka’yı hep okumayı istedim ve denedim ama “Dönüşüm “ ile bu kapıyı araladığım için çok mutlu oldum . Hernekadar dönüşmesem de Kafka’nın müthiş Dönüşümüne tanıklık ettim. Kitabı bitiridiğimde , hamamböceğine dönüşmüş ve bir hamamaböceğinin gözünden bir insan olarak çevresini geçmişini ve yakınlarını gözlemleyen irdeleyen , eleştiren bu büyük yazarın bu büyük öyküsü gerçekten inanılmadı . Topluma yabancılaşma , dışlanma hissi , ama bir okdarda hassas sevgi dokunuşları , ve en son satırlarındaki yaşamın devam etmesi gerekliliğine olan inanç gerçekten ilgin ve çok etkileyici kitabı bitirirkende insanı karmaşık duygulara sürklüyor ve düşündürüyor .

Kafka’nın bu kitabı yazarken ki ruh halini tahmin etmeye çalışırken de hayat hikayesi bana ilham verdi . Sanırım hayatının son günlerini geçirdiği , kendini yalnız , terkedilmiş hissettiği bir sanatoryum odasında tek arkadaşı olan bir hamamböceğini zilerken ve onunla konuşurken ortaya çıkarmış olabileceğini gözümde canlandırdım ... ( Hayat hikayesinden alıntı : ... 1924'de Viyana yakınlarında Kierling Sanatoryumu'na kaldırıldı ve oradan çıkamadı. Prag'a gömüldü. )

Mutlaka okunması ve şapka çıkarılması gereken bir kitap



Dokuz Gitarla Dünya Tarihi – Erik Orsenna - Can

Bu kitap bana uzun zaman sonra yine birzamanlar uğruna çok zaman harcadığım , okuduğum , araştırdığım , dinlediğim müziği ya da daha doğrusu müzik zevkimi yani ROCK MÜZİĞİ hatırlattı . Dokuz gitarla dünya tarihi belki iddialı bir ifade olabilir , belki birçok okuyucu için ilginçte gelmeyebilir ama , gitara , müziğe bir şekilde hobi ve boş zamanlarda dinlenecek bir unsur dışında biraz hayat gailesi ile bakan birileri için gerçekten bir solukta okunacak ve keyif alınacak bir kitap denilebilir .

Kitabı okurken “...Jimi yalnızdı. Yirmi yedi yaşındaydı ve yaşayacak daha on üç ayı vardı ...” cümlesi beni de kitabın ruhuna uygun kendi içsel yolculuğuma götürdü . Hayatımda en büyük değer verdiğim 3 müzisyen , Jimi Hendrix , Jim Morrison ve Janis Joplin hepside 27 yaşında ve aynı yıl içinde ( 1970 -71 ) ölmüşlerdi . Ve ben o yıllarda hayata gözlerimi açmıştım, bu duygusal ve görünmez bağ beni yıllar sonra tanıdığım bu üç büyük yıldıza farklı bir duyguyla bağlanmamı sağlamıştı . Hatta 26 yaşında kendimi kötü hissetiğimi hatırladım bu kitabı 40 ‘lı yaşlara merdiven dayamış okurken ...

Kitap Mısır' da bir arkeolojik kazı yapan profosörü Eric Clapton’un ziyareti ve gitarın Eric Claptonun rüyalarıyla dünya tarihinin dokuz ayrı dilimine eşlik edişini anlatıyor . Bence eleştiriye açık olamakla beraber sevimli bir kitap .

En çok Katalan Juan Carlos Amat ‘ın ilk gitar metodunu neden yapışı ve Hendrix ile Pagganini’li bölümler keyiflendirdi ...

Bulabilirseniz ve müziğin dinlemenin dışında okunabileceğine de inanlardansanız tavsiye ederim .

Kitaptan Alıntılar ;
Eskiden Afrika, Atlantik’ten Hint Okyanusu’na kadar uzanan kocaman bir ormanla kaplıydı. Bu ormanda ağaçlar, gölgeler ve iç içe geçmiş bitkilerle korunan maymunlar yaşıyordu. Sakin sakin dört ayak üzerinde yürüyorlardı; önlem almaya gerek yoktu, nasıl olsa düşmanlar onları göremiyordu. Sonra bir gün dünya yırtıldı. Kuzeyden güneye, Etiyopya’dan Mozambik’e kadar uzanan koca bir çukur açıldı. Az kalsın Afrika ikiye bölünüyordu. Çukurun dibi göllerle doldu. Ağaçları sulayan batı rüzgârı, bu yırtılma yüzünden oluşan dağlara çarpmaya başladı. Su artık dağların öbür tarafına geçemiyordu. Doğu gitgide kuraklaşıyor, orman seyrekleşiyordu. Maymunlar korkuyorlardı; çünkü şimdi hepsi gün gibi ortadaydılar. Aslan, panter gibi pençeli hayvanların keyfine diyecek yoktu. Maymunlar bundan sonra dikkatli olmaları ve düşmanlarını uzaktan gözlemeleri gerektiğini anladılar. Doğruldular, arka ayakları üzerinde dikildiler, savaşmayı, taşı işlemeyi öğrendiler ve yavaş yavaş insana dönüştüler.”

Barselona’nın kurtarıcısı ve ilk gitar metodunun yazarı Doktor Joan Carlos
insanları öldürmekle yetinmeyen salgın hastalık, bu sefer de bir Katalan özelliğine saldırmıştı; yaşama sevincine. Her gece masalarında, altının ve sadık kadınların daha bol bulunduğu bir dünyanın yaratıldığı tavernalar boşalmıştı (...) Salgın; limanların değişik, baştan çıkarıcı, Provence fesleğeninden doğunun baharatlarına, hayvanların misk kokularından gelecek okuyan Çingenelerin parfümlerine kadar tüm kokuları kovalamıştı; ölüm kokusundan korunmak için insanlar burunlarına mendil tutarak geziniyorlardı.”

Doktor’un gitarı muhteşem tarifi:Bacakların üst tarafları incecik, külot bölgesi yumuşacık, sarışınca, kollarına aldığında yusyuvarlak ve hoş kokulu (...) Aynı zamanda çok kibar, hem de alçakgönüllü, hiçbir zaman başrolde olmaya meraklı değil, gölgede kalıp eşlik etmeyi yeğler. O, dünyayı kasıp kavuran kibir hastalığını tanımaz.”

Müzik Sefaletin Şarkısıydı ( Jimi Hendrix Bölümü )
Kahrolası müzik! Kendiliğinden gelmemişti. Onu nota nota, akor akor fethetmek gerekmişti. Müziğin sefaletten doğduğuna inanası geliyordu insanın. Sefalet, insanın teninden, gözlerinin içine giriyordu. Beynini kuşatıyordu. Ve orada, saçların, kemiklerin altında, gizem, dönüşüm vardı. Parmaklar gitarın sapı üzerinde dolaşıyordu. Sefalet müziğe dönüşüyordu. Sefalet, ten, baş, parmaklar, gitar, müzik: Jimi, böylesine kötü başlayıp sonunda bu derece mutluluk veren bu lanetli ve büyülü yolu yüzlerce kez katetti. Müzik sefaletin kızıydı. Müzik sefaletin şarkısıydı.”

Jimi yalnızdı. Yirmi yedi yaşındaydı ve yaşayacak daha on üç ayı vardı (...) Gitarın rengârenk giysili, hüzünlü, kızıl ve kara yüzlü Don Kişot’u, on üç ay sonra Londra’da ölecektir ...”
Okuyan - Yazan - Derleyen : Aylak Adam
Haziran 2009 - İstanbul
Yolda olanlar :
1-John Fante - Los Angeles Yolu
2-Phillippe Delerm - Biranın ilk yudumu ve ...DİĞER KÜÇÜK ZEVKLER
3-Sadık Hidayet - Kör Baykuş ...

3 Haziran 2009 Çarşamba

Bir kitap okudum dün gece : Nereye Gidiyoruz Baba ?

Hayatımde belkide ilk kez 1 saat içinde bir kitabı bitirdim .

Kitap Adı : Nereye Gidiyoruz Baba ?
Yazar : Jean-Louis Fournier
Yayınevi : Yapı Kredi Yayınları
Sayfa : 102

Kitapta bir babanın hayatı "ti"ye almasını görüyoruz , aslında gerçekten bir " ti" ye alışmı , yoksa bir içsel duyguların , herkesin hemde karşı taraftan aklından geçenleri direk olayların içinde olan bir kişi olarak büyük bir açıklık , cesaret ve ironi ile dışa vurumu mu desek bilemiyorum ... İki hem zihin hem de bedensel engelli çocuğa sahip bir babanın hayatla ve tüm insanlarla hesaplaşması , hemde çok yalın içten , espiri yeteneği ve tevazuusu çok geniş bir yeplazeden bunu paylaşabilmesi . Yazar müthiş bir empati hissi uyandırrıyor okurken kitabını ... Ve de en önemlisi hayatın aslında nekadar da basit olduğunu vurguluyor normal gibi görülen insanlar için. Özelliklede hayatları tıkırında giden bir çoğunluk için hayatı dert edinirken çokça saçmaladığımızı hissettiriyor bana okuduğum bu kitap ve bir baba olarak baba olmanın değerini ...
Teşekküler Jean - Luis ve inanıyorum ki Mateiu ve Tomas ile birgün dedelerininde olduğu bir masada rakılarınızı yudumlayacaksınız . Bu rakılarda bende olsun !

Aylak Adam
3 Haziran 2009

" Şerefinize "

Aylak Adam'dan Anonim Bilgiler

Neden içki içilirken ŞEREFİNE denir ?
Her ülkenin kendine has deyişleri vardır bu konu ile ilgili.Kimi Sağlığına der, kimi Mutluluğuna.. .Ruslar "nazdrovya" der, Rumlar "stinigia"...Bizde ise konu daha hoş ve de farklıdır...Biz "şerefe" ya da daha da özelleştirip "şerefine" deriz...Eee bize de bu yakışırdı degil mi!!!...
Bu " şerefe" sözünün nereden geldiğini hiç merak ettiniz mi ya da niye "şerefe" dendiğini?Cevabı evet olanlar için, kısaca şöyle anlatabiliriz. ...Zamanın zaman olduğu dönemlerde, içki içmek bir adap, usül işiymiş.İçki masasına oturan ağır abiler içmeye başlamadan önce kendi aralarında şu anlaşmayı yaparlarmış ;" Arkadaşlar bu meret şişede durduğu gibi durmaz, her ne kadar yakın ahbap olsak da, bir süre sonra çenemizin bağı çözülür ve olmadık şeyler söyleyip sonradan pişman olacağımız şeyleri anlatabiliriz. Bu masada konuşulan ve anlatılanlar sadece ve sadece bu masada kalacak, söz mü?Söz!..Şerefine mi?Şerefine!!.. "O günlerde belki de bir yeminmiş bu "şerefine" sözü..İşte tüm hikaye bu...

MEYHANE DUVARLARINDAN INCILER:
*Horoz ötsün ötmesin, Sabah mutlaka olacaktır.
*Zirveye çıkarken herkese selam ver, Çünkü inerken onlarla karşılaşacaksın.
*Şişe tıpayı, şarap kupayı, eşek sopayı sever.
*İnsanlar topraktan yaratılmıştır, her an çamurlaşabilirler.
*Başımızdan geçenlere değil, Kafamızdan geçenlere içelim.
*Büyük Adam olmaya gerek yok, Bizler yalnızca Adam olalım yeter.
*Dünyada oturarak başarıya ulaşan tek canlı tavuktur.
*Akıllı olup ta dünyanın kahrını çekeceğine, Deli ol dünya senin kahrını çeksin.
*Dal rüzgarları affetmişse de kırılmıştır bir kere...
*Eşek nereden bilecek ki zevki sefayı; SOR bakalım hiç çekmiş mi kafayı?
*Dünyanın en cesur yaratıkları insanlardır. Öleceklerini bilerek yaşarlar.
*Madem dünya hiç, gece de, gündüz de iç.
*Hayatın tadını borçlanarak çıkar, Sakın ödemeye kalkma, tadı kaçar.
*Şarabın adı kötüye çıkmış, Tadı hoş, Hele bir güzelle içersen, Daha bir hoş.
*Eğer sana içki dokunuyorsa, Sen de içkiye dokun.
*Yirmi yaşına kadar Hayatı öğrenmeyenin, Otuz yaşına kadar evlenmeyenin,Kırk yaşına kadar köşeyi dönmeyenin, Elli yaşına kadar ölmeyenin İşi çok zor bu dünyada...

Serefinize...

Aylak Adamın Güncesi 4 (Nisan 2009)

Aylık notlar basında çıkan haberlerden derlenmektedir . Arşiv niteliği ile paylaşılmaktadır .

NİSAN 2009 GÜNCESİNE DAİR ALINTILAR

Türkiye Gündemi

Seçim Sonrası

Seçim sonrası AKP’de kriz
Erdoğan Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in, DTP için “Iğdır’ı da aldılar, yani Ermenistan sınırına dayandılar. Tamam, Ankara’yı aldık diye sevinebiliriz. CHP de İzmir’i aldık diye övünebilir. Ama bu kutlamanın Türkiye’nin güvenlik açısından sorunlu bölgesine yardımı olmaz. Oraya ayrıca dikkatle bir bakmak gerekir” açıklamasına sert tepki gösterdi.

CHP, yeniden yapılanma süreci için harekete geçti; Merkez Yönetim Kurulu değişecek. Kemal Kılıçdaroğlu'nun Kurul üyesi olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat Karayalçın da siyasi hayatına CHP'de devam edeceğini açıkladı. CNN TÜRK'e konuşan Murat Karayalçın, CHP'den istifa etmeyeceğini açıkladı. ( Haziran 2009 notu : Bir değişiklik olmadı Baykal kulağının üzerine yattı )

İzmir’e teşekkür
Partisinin seçimlerden aldığı sonuç için İzmirlilere teşekkür eden CHP lideri, ‘İzmir halkı demagojiye, tehdide, şantaja yüz vermedi. Türkiye önümüzdeki dönemde İzmir’in tercihi doğrultusunda şekillenecektir’ dedi

DSP'de deprem. Başkan Zeki Sezer parti başkanlığından istifa etti . Genel Kurul kararı alındı. Ayrıca 5 milletvekili ihraç talebiyle Disiplin Kurulu'na sevk edildi. Milletvekillerinin CHP'nin İstanbul adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na destek verdikleri için ihraç talebinde bulunulduğu iddia edildi.

Seçim vukuatlarına örnekler

Atatürkçü partiye oy verecem dedi , görevden alındı .
TUNCELİ’nin Ovacık İlçesi Jandarma Komutan olan ve Mareşal Fevzi Çakmak Lisesi’nde Milli Güvenlik Dersi’ne giren Yüzbaşı S.B., geçen hafta okulda “Türkiye’de bazı tarikatlar önemli yerleri kapmak istiyor. Ben şahsen Türkiye’nin laik yapısını zedelemeyecek, Cumhuriyet’ten yana, Atatürkçü ve sosyal devlet ilkesini benimseyen partiye oy vereceğim” demesinin ardından bazı öğretmenler tarafından şikayet edildi. Şikayet üzerine Yüzbaşı S.B., İl Jandarma Komutanlığı emrine alınırken, hakkında Ovacık Cumhuriyet Savcılığı ve İl Jandarma Komutanlığı tarafından soruşturma başlatıldı. Ovacık’ta çok sevilen yüzbaşı S.B.’nin geri dönmesi için öğrencileri imza kampanyası başlattı.

Yerel Gündemden

Linç girişimleri ( Taşra neden geri kalıyora örnek ) : Feodal Yapı ve adaletin varlığına inanmamak : Şanlıurfa'nın Bozova İlçesi'nde akrabalar arasında aynı arazi üzerine ev yapılması yüzünden çıkan silahlı kavgada öldürülen 3 kardeşin yakınları, gözaltına alınan 2 şüpheli ile akrabalarının oturduğu 7 evi önce Kalaşnikofla taradı ardından da benzin dökerek yaktı

Dr Öpüşen geçleri kurşunlarsa varın gerisini siz düşünün .

Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde, emekli bir doktor sahil kenarındaki bankta sevgilisiyle öpüşen 18 yaşındaki A.K.’ya, “Neden sokak ortasında püşüyorsunuz?” diyerek tepki gösterdi. A.K.’nın “Sen niye karışıyorsun?” diye karşılık vermesi üzerine ruhsatsız silahını çeken doktor , kurşun yağdırdı. Ağır yaralanan K., hastaneye kaldırılırken, doktor gözaltına alındı.

İşsizlik
İşsiz sayısı Ocak döneminde bir yıl öncesine göre 1 milyon 59 bin kişi artarak 3 milyon 650 bin kişiye çıktı. İşsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11.6'dan yüzde 15.5'e çıkarak yeni bir rekor kırdı. Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 21.2'den yüzde 27.9'a çıktı.
Yurdum İnsanı Örnekleri

Lise Kimya Sınav Sorusu
“X şahsı hayatı boyunca 3.10 üzeri 22 tane iyilik ve 4.10 üzeri -2 mol kötülük yapıyor. Hesap günü mizanda iyilik ve kötülükleri tartılıyor. İyilikleri ağır gelirse cennete, kötülükleri ağır gelirse cehenneme, tam nötrleşme olursa Araf’a (hayvanların ve delilerin barınacağı yere) gidecek. Bu şahsın hesabı görülünce durumu ne olacak. İşlem yaparak sonucu bulunuz (N: 6.10 üzeri 23).” Diyarbakır Ziya Gökalp Lisesi Kimya Öğretmeni Zeki KILIÇASLAN
Dev Köpekbalığı Muğla'da yakalandı !
Muğla'nın Fethiye ilçesi açıklarında 6 metre uzunluğunda ve yaklaşık 700 kilogram ağırlığında köpek balığı avlandı.

İnternete inanma internetsiz kalma
Dolandırıcılık örneği bir mail
: "Zengin Oldunuz! Elinizde 1950 - 1965 yılları arasında Almanya'da üretilmiş eski siyah beyaz grundig televizyonlardan ya da aynı yıllarda üretilmiş eski ev eşyalarından varsa zengin olabilirsiniz! ... Elinizde bu tür televizyon ve eski eşya varsa bize ulaşın. Fiyatları 35 bin TL'den başlaryarak 100 bin TL'ye kadar çıkıyor."

Tübitak Bilim Teknik Dergisi'nin internet sitesinde açıklama : "Eldeki verilere göre, böyle bir kimyasal yok. Varlığına dair söylentiler, 1992 yılında ITAR-TASS adlı Rus haber ajansından kaynaklanan bir habere dayanıyor. Söylentilere göre, cıva tuzları yoğun radyasyona tabi tutulduklarında kırmızıya dönüşüyor ve güçlü bir füzyon bombası yapımı için elverişli bir malzeme haline geliyormuş. Söylentiler ABD Temsilciler Meclisi'nin bir alt komisyonunca araştırılmış ve asılsız oldukları sonucuna varılmış.”

Sıfır oy alan(mayan) muhtar adayı
Sivas'ın Zara ilçesinde bir muhtar adayı eşi ve tüm akrabalarından tek oy bile alamadı. Kendisinin de yanlışlıkla rakibine oy vermesi sonucu seçimi sıfır oyla tamamladı.

Huzur silahlanmadadır mesajı ( Daha ne söylenebilri ki !)
TURGUTLU Huzurlu Yaşamı Destekleme Derneği tarafından, Polis Teşkilatı'nın 164'üncü kuruluş yıldönümü nedeniyle ödüllü tabanca atışları yarışması düzenlendi. Turgutlu İlçe Emniyet Müdürlüğü Irlamaz Atış sahasında yapılan yarışmada ilk atışı Manisa Valisi Celalettin Güvenç yaptı.


Ergenekon Gündemi

Milletvekili çıkışı : CHP Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz, ''Cumhuriyetçi bu insanlar, ucuz suçlamalarla Ergenekoncu iseler, ben de Ergenekoncuyum'' diyerek, dokunulmazlığının kaldırılmasını istedi.

TSK ‘dan ders
Genelkurmay Başkanı'ndan açılımlar. Türkiye Cumhuriyeti'ni Türkiye halkı kurdu. Gerçek dindarlarla sorun yok. İkincil kimlik zenginlik. Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ: Orduyu, demokratik kisvesi altında muhalefet yaparak, ayrıca din karşıtı gibi göstererek yıprtamaya çalışıyorlar. Vatanına hizmet etmekten başka amacı olmayanların şerefiyle, moraliyle ve onuruyla oynamayın. Buna kayıtsız kalamayız. Tarihi açılım. Orgeneral Başbuğ da 4 yıl önce Şemdinli'de 'Türkiye üst kimliğini' dile getiren Erdoğan gibi konuştu. Asker ilk kez 'Türkiye halkı' tanımını kullandı. Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ "Türkiye halkı" vurgusu yaptı, "Terörist de insandır" dedi, dağdan indirme için düzenleme istedi.

TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Ergenekon davasının son dalgasında, başta kız öğrenciler olmak üzere ekonomik olanakları kısıtlı gençlerin eğitimi için gönüllü olarak çok kutsal bir görev yapan sivil toplum örgütlerinin mağdur edilmesininkaygı verici olduğunu vurgulayarak bu dernek ve vakıflara destek veren aralarında çok sayıda TÜSİAD üyesinin de bulunduğu bağışçıların rencide olduğunu ifade etti.

Davalar birleşti
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılarla ilgili davanın, Ergenekon davasıyla birleştirilmesi gerektiğine hükmeden Yargıtay’ın kararına uydu. Mahkeme, davaların İstanbul’da birleştirilmesi gerektiğini belirterek, Ergenekon Davası’na bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nden “muvafakat” istedi.



Obama Türkiye’de
Amerika Birleşik Devletleri’nin yeni Başkanı Barack Hussein Obama, göreve geldiğinden bu yana ikinci resmi ziyareti olarak planlanmış olan Türkiye ziyaretinin ilk bölümünü gerçekleştirmek üzere başkent Ankara’ya geldi . (5 Nisan )

İki günlük bir ziyaret için Türkiye'ye gelen ABD Başkanı Barack Obama, Anıtkabir'i ziyaret etti, özel deftere Atatürk'ün 'Yurtta Sulh, Cihan da Sulh' sözünü yazdı.

Obama ne derse o olur !
İşte Obama'nın TBMM'deki tarihi konuşmasından satır başları
: * Bu ABD Başkanı olarak ilk resmi ülke ziyaretim. Bana bu ziyaretin bir mesaj olup olmadığı soruldu. Buna cevabım “Evet”. * Türkiye ABD’nin mütteifki ve AB’nin bir parçasıdır. Atatürk’ün mirası kurduğu laik ve bağımsız ülkeyle kendini açıkça gösteriyor. * Artık iki demokrasinin de önünde daha büyük sorunlar var. Ekonomik kriz, aşırılıklar, enerji krizleri yüzyılımızın yeni sorunlarıdır ve buna karşı nasıl mücadele edeceğimiz önemli.
* İklim değişikliği ve enerji sıkıntılarını aşmak için de birlikte çalışmalıyız. * Türkiye’nin doğu-batı koridorunda enerji konusunda büyük bir önemi var. * ABD Türkiye’nin AB üyeliğini şiddetle desteklemektedir. Türkiye AB’ye yalnızca köprülerle bağlı değildir. Türkiye’nin üyeliği AB’nin gücünü artıracaktır.
* Demokrasiler durağan olmaz.
* Azınlık ve din özgürlüğü konusunda Türkiye’ye güveniyoruz. Ben bunu bir zamanlar değil başkan olmak, oy bile veremeyen bir halkın üyesi olarak konuşuyorum. * Geçmişimizle yüzleşmeliyiz. ABD halen kendi karanlık tarihiyle yüzleşiyor. Bizim ülkemizde kölelik ve ayrımcılık geçmişi var. Tarih trajik olaylarla dolu. Geçmişimizle yüzleşemezsek ağırlığı daha da artar. Bu mecliste 1915 olaylarını da dile getirmem lazım. Ermeni ve Türk liderlerin attıkları cesur adımları gördük. ABD ilişkilerin normalleşmesini arzu etmekte ve sınırların açılmasını arzu etmektedir
* Kıbrıs’ta özerk ve çift taraflı bir çözümü destekliyoruz. *Hiç hata yapmayalım ortak bir terörizm tehdidiyle karşı karşıyayız. Bunların içinde El Kaide ve PKK da var. ABD Başkanı ve NATO sıfatıyla ne PKK’yı ne de bir terör örgütünü desteklemiyorum
* ABD hiçbir zaman İslam’la savaşta değil. Olmamıştır, olmayacaktır. ABD’nin Müslüman toplumlarla olan ilişkisi sadece terörizm karşıtlığıyla sınırlanamaz. Biz daha kapsamlı müdahil olmak istiyoruz bu sürece. Ortak zeminler yaratmalıyız. Aynı fikirde olmadığımızda bile saygı göstermeliyiz. Yüzyıllar boyunca islam dünyası dünyanın şekillenmesine katkıda bulundu. Pek çok Amerikan ailesinde de Müslüman üyeler var. Bunu çok iyi biliyorum çünkü ben de öyle bir aileden biriyim. * Ben daha fazla çocuğun eğitim alması için çaba göstermek istiyorum. Gelecek güç kullananların tahrip edenlerin değil, onaranların olmalıdır. * Biliyorum ki siz medeniyetlerin ortasında tarihin dalgalarından etkilenen bir ülkesiniz. Ülkeyi bir yöne ya da diğer yöne çekmek isteyenler olabilir ama ben inanıyorum ki Türkiye’nin büyüklüğü herşeyin ortasında olmasıdır. Kültürünüzün güzelliği de doğu ile batının birleşmesinden... Tarihinizin zenginliği ve demokrasinin gücü ve beraberce geleceğe yönelik umudunuz Türkiye’yi Türkiye yapıyor.

Obama İçin Şarkı Bile Yapıldı
İşte “uzaylı” türkücü Mustafa Topaloğu’nun “ Obama “ isimli şarkısının sözleri

Welcome to Presidency’
Welcome toHello Hello Obama,
Hoşgeldin başkanlığa,
Barış getir bu dünyaya’,
Obama o o Obama
Hoşgeldin başkanlığa,
Durdur savaşları,
bitsin artık gözyaşları,
geri getir umutları.
Ey insanlar hepimiz Adem ve Havva’dan olmayız
hepimiz kardeşiz
Dünya bizim hepimizin
Barış olsun sevgilere ellerimiz hep birlikte
dünya bizim hepimizin
barış olsun sevgilere ellerimiz hep birlikte
Obama o o Obama

Ermeni Konusu

Ermenistan Halkı Sınır Açılmasına Karşı
BAKÜ - 'Ararat’' şirketi tarafından, Ermenistan genelinde yapılan bir araştırmaya göre, Ermenilerin yüzde 61”i Türkiye ile sınırın açılmasına karşı.
Türkiye ile Ermenistan ilişkilerindeki yumuşama Ermenistan’da hükümeti de vurdu. Aşırı milliyetçi Ermeni Taşnak Partisi iktidardan çekildiğini açıkladı Son günlerde en önemli gündem maddesi Türkiye-Ermenistan, Türkiye-Azerbaycan ilişkileri. Türkiye ile Azerbaycan ilişkilerinde gerilim yaşanırken, Ermenistan’da da ilişkilerin normalleşmesi dolayısıyla büyük tartışmaların yaşandığı ortaya çıktı. Ermenistan’da hükümette yer alan aşırı milliyetçi Ermeni Taşnak Partisi, Türkiye ile ilişkilerin normalleşme çabalarını protesto ederek, hükümetten çekildiğini açıkladı.

Tehcir ve Bilimsel yaklaşım
1915 yılında yaşanan olaylara ilişkin soruları yanıtlayan İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Arslan, Osmanlı Devleti'nin göç sırasında Ermenilere kötü muamelede bulunan yaklaşık 1670 kişiyi yargıladığını, aralarında asker, polis, kaymakam 67 kişiyi idam ettiğini belirtti ve "Soykırım yapılsaydı, görevliler veya memurlar cezalandırılır mıydı? Soykırım yapan Hitler, hiçbir Almanı cezalandırmamıştır'' dedi.

Dünya

Dünya’da ırkçılık
İsviçre'nin Cenevre kentinde başlayan Birleşmiş Milletler (BM) Irkçılıkla Mücadele Konferansı'nın açılışında konuşan BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, dünya çapında ırkçılıkla mücadele zamanı olduğunu belirterek, Dünya Irkçılıkla Mücadele Konferansı'na ABD ile diğer bazı Batılı ülkelerin katılmamasını esefle karşıladığını söyledi.

ABD Başkan Barack Obama döneminde de Washington, ikincisi yapılan ırkçılıkla mücadele konferansını, 2001 Durban konferansı gibi İsrail'in kınanması ile İslam'ın eleştirilmesinin yasaklanması üzerine ağırlık verileceği gerekçesiyle boykot edeceğini açıklamıştı. İsrail ile birlikte ABD'nin ardından Avustralya, Kanada, Almanya, İtalya, Hollanda da aynı gerekçelerle konferansa katılmama kararı vermişti.


DTP ‘nin demokrasiyle dansı (!)

Türk, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Birileri bizim parlamentoda olmayı çok istediğimizi düşünüyor. Böyle düşünmesinler. Taleplerimize gözlerini yumarlarsa oraları da kullanmayız. Gider Diyarbakır, Mardin, Nusaybin’de oturur, halkımızla tartışırız. Onu da çok görürlerse cezaevine girmeye de hazırız.” Türk, Abdullah Öcalan’dan “Sayın” diye söz ederken hükümete, “Öcalan da barışçıl bir çözüm için çaba gösteriyor, muhatap almak zorundasınız” mesajını gönderdi.

İsyan !
Siirt'te E Tipi Kapalı Cezaevi tutuklu bulunan 16 kişi isyan çıkardı. Çatıya çıkan grup, elbiselerini yakarak, eylem yaptı. İsyancılar, "Baskılar bizi yıldıramaz", "Tecride son, işkenceye son" diyerek slogan attı.

Olmayacak duaya amin deme ( Bayern Elendi )
Almanya Birinci Ligi (Bundesliga) takımlarından Bayern Münih’te forma giyen İtalyan oyuncu Luca Toni, Şampiyonlar Ligi kupasını kazanmaları durumunda, Münih kentinin tanınmış meydanı Marienplatz’da çıplak bir şekilde koşacağını söyledi.

Küresel Ekonomik Kriz Başlıkları

G-20’den destek açıklaması ( Hem çıkar – hem onarmaya çalış , pek anlaşılmasada !)
G20 Zirvesi, krizden çıkış için IMF'nin kasasını doldurma kararı aldı. IMF'ye 1 trilyon dolar sağlanacak. Ülkelerin katkısı yetmezse IMF piyasalardan borçlanabilecek. Bu karar özellikle gelişmekte olan ülkelere yarıyor

Türkiye – IMF Anlaşması ( İşin içinde IMF varsa Kork ey halkım J )
G-20 Zirvesi nedeniyle Londra’da bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, IMF Başkanı Dominique Strauss Kahn ile görüşmesinde, her iki tarafın da ilkesel olarak doğrudan görüşmelere yeniden başlama konusunda anlaşmaya vardıkları belirtildi.


Küresel Isınma

Türkiye’de yağışala bu sene bol . Yaşadık ! Haydi unutalım küresel ısınmayı
İstanbul ve Ankara'da son günlerde etkili olan yağışlı hava barajlara yaradı. Son yağmurlarla dolan barajlardan su tahliyesi yapılmaya başlandı.


İşte Bu !
Türk doktor yarım şişe rakı içirerek kurtardı’
Sahte alkol içerek komaya giren gencin mucize kurtuluşu...
ANTALYA Kemer’de sahte içki içerek komaya giren ancak hayatta dönmeyi başaran Alman öğrenci Dustin Krabbe (18), 3 arkadaşının can verdiği korkunç olayı Alman Bild gazetesine anlattı.Habere göre Anlatya’daki doktorlar, durumu hemen anladı. Bir doktor, yarım litre sek rakıyı burnundan geçirdiği bir tüp yardımıyla Dustin’e verdi. Kalan yarım litre de arkadaşı Vanessa’ya verildi. Uzmanlara göre rakıdaki etil alkol, sahte votkadaki zehirli metil alkolü etkisiz hale getirerek yani bir nevi “panzehir” etkisi yaparak komadaki dört gencin hayatını kurtardı.

Genelkurmay Başkanının Basın Toplantısından
Ergenekon’da ikinci iddianamede bir kısmı TSK ile ilgili eski personelle ilgili bir takım iddialar var. Hilmi Özkök ifade verdi geçen hafta. Genel olarak Ergenekon’a bakış açınız nedir? Sizin kanaatiniz nedir? İsim zikredilmemesi yönünde mahkemenin kararı var. Bu davanın özel isimle anılmayacağına yönelik mahkeme kararı var. Hukuk devletine saygılı olacağız. Bu noktanın altını çizmek isterim. Dosya numaralarıyla anılması gerekiyor. Ben 14 Nisan’da yaptığım konuşmamda TSK olarak demokratik rejime bağlıyız ve saygılıyız. Kimsenin en ufak tereddütü olmasın. Demokrasinin en vazgeçilmez temel noktalarından biri yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğüdür. Her ülke için anayasal düzen ve hukuk düzeni çok önemlidir. Herkesin mevcut yargı sistemine, hukuka zarar verecek davranışlardan kaçınması gerekir. Bu açıdan biz TSK olarak herkesi yargı sürecinde dikkatli olmaya, dikkatli haraket etmeye azami şekilde dikkat ediyoruz. Her zaman hukuka sonuna kadar güvenilmesi gerektiğini düşüncesindeyiz. Yargıya sonuna kadar güvenmek zorundayız. Devam etmekte olan yagı süreciyle ilgili olarak bu konuda yorum yapmamı bekleyemezsiniz. Ancak bazı düşüncelerimi de paylaşmak isterim. Bu süreçte TSK’yı kurum olarak ilgilendiren bazı konularda emekli ve muvazzaf personelimizi de ilgilendiren noktalar var. 1- Dedik ki mahmekeler kesin karar verinceye kadar herkes suçsuzdur. Bu uluslararası bir hukuk kuralıdır. Bu yürütülen soruşturma kapsamında masumuyet karinesine tam uyuluyor mu? Ben soruyorum, cevap da vermeyeceğim. Kesin karara ulaşmadan, iddialar üzerine yargı kararı sürerken baştan itibaren kişileri suçlu ilan etmeye kimsenin hakkı yoktur. Kişilerin kişisel haklarını da zedeliyoruz. Yarın o kişiler beraat ettiğinde ne olacak verilen zararlar.Burada medyaya da çok önemli görevler düşüyor. Medya olarak siz de kendinizi lütfen sorgulayın. 2- Soruşturmanın gizliliği ilkesi ikinci konu. Bu ilke Türkiye’de gerçekten var mı yok mu? Bu soruşturmaların ve yargılamaların yapılırken kurumların saygınlığına ve güvenliğine de zarar verilmemesi lazım. Beykoz Poyrazköy’de bulunan mühimmat ve silahlar bir tv kanalında 50 dakika gösterildi. Gösterilen bant 6 -7 dakika. 10 sefer haberi geçiyorsunuz. Bir SAT ilişkisi kuruluyor, iki bir kişi ilişkisi kuruluyor. Bu haberdir, kamuoyuna verilmelidir. Ama defalarca verilmesinin amacı nedir? Ben de bunu soruyorum. ..
Atatürk’ün sözü “Türkiye Cumhuriyetini Kuran Türkiye Halkına Türk Milleti Denir”dir. Bu, bu kadar açık...

Şaka gibi !
. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, bazı medya kuruluşlarında, Ergenekon soruşturmasında isminin “1 numara” olarak anıldığı yönündeki haberlere ilişkin olarak, “Delirmişler” dedi.

Deniz feneride ışıldatın bakalım !
“2. dalga Deniz Feneri e.V.” dosyasında, haklarında dolandırıcılık nedeniyle soruşturma yürütülen 16 Türk vatandaşı hakkında bilgi isteniyor. Almanlar, ayrıca, bu kişilerin ifadelerinin alınmasıni talep ediyor. Bazı delillerin bulunması beklentisi ifade ediliyor. Dosyada RTÜK Başkanı Akman ile Kanal 7 televizyonu suçlanıyor

DTP İLE MESAFE ( İlker Başbuğ) : TBMM’de siyasi parti olarak görülen grup terör örgütüne bakışını değiştirmeden birarada olmamız mümkün değil. 9 şehit veren bir kurumun komutanıyım. Onların da terör örgütü ile ilgili konuşmaları ortada. Keşke bir millevekilinin konuşmasını burada ifade etmeseydiniz. Çünkü kendisinin partisinin başındaki başkan onu düzeltmeye kalktı. Bu parti hala terör örgütüyle mesafe koyamıyor. 9 şehit vermişken bunlarla birarada bulunmamı kimse beklemesin.

DTP’den açılımlı açıklama
DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk, Diyarbakır’ın Lice İlçesi yakınlarında meydana gelen mayın patlaması sonucunda şehit olan 9 asker için mesaj yayınladı. Türk’ün mesajı şöyle: "Öncelikle olaydan derin üzüntü duyuyor, daha hayatlarının baharında iken yaşamlarını yitiren gencecik kardeşlerimize Allahtan rahmet, ailelerine de başsağlığı diliyoruz. İnsan hayatını hedef alan hiçbir şiddet eylemini bu güne kadar tasvip etmedik, tasvip etmeyeceğiz. Partimiz, ülkenin sorunlarının diyalog yöntemi ile barışçıl bir şekilde çözülmesi için elinden gelen bütün gayreti göstermeye devam edecektir. Bu ülkenin sorunlarının bedeli gençlerimize ve çocuklarımıza ödetilmemelidir. Her zamankinden daha fazla demokratik siyaseti öne çıkarma ve siyasete fırsat tanıma sorumluluğu ile karşı karşıyayız. Bu sorumluluk bütün siyasilerin ortak sorumluluğudur. Artık hiçbir vatandaşımızın çatışmalarda yaşamını yitirmediği, barış içinde bir Türkiye özlemi ile bir kez daha bu acı olaydan duyduğumuz üzüntüyü ifade ederken bu ölümlerin artık son olmasını diliyoruz."
1 Mayıs
Başbakan Erdoğan, 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isteyen DİSK’i ısrarından vazgeçmeye çağırarak, “Taksim Meydanı miting alanı değil. İllegal yaklaşımlar provoke edebilir” dedi.
Terör
Türkiye dün yine terörle sarsıldı. Diyarbakır Lice’de teröristler, zırhlı personel taşıyıcı geçerken önceden yola döşedikleri mayını uzaktan kumandayla patlattı; 9 asker şehit oldu. Hakkâri Şemdinli’de de PKK teröristlerce açılan ateş sonucu bir asker şehit düştü

Fikrin neyse zikrinde odur !
Cerrah, gazetecilerin sorusu üzerine, “Tabii oradaki açıklamanın çarpıtılarak verilmesi yanlış. Ben de bir babayım. Açık ve net söylüyorum, benim de iki kızım var. Orada benim söylemek istediğim, her anne baba çocuklarına sahip çıkmalıdır. Sorumluluk anne babadadır. Bir aile çocuklarını nereye gidiyor ne yapıyor, sahip olmak zorundadır. Benim söylemek istediğim bu” dedi.
Aylak Adam 2009 Nisan Derlemesi

29 Nisan 2009 Çarşamba

Aylak Adamın Güncesi 3 ( Mart 2009)

Mart 2009 Güncesi

Önce Seçim Özel
Mart Ayı Yerel Seçim Ayı oldu . Herkes Kazandı (!)
Propaganda döneminde özellikle İstanbulda CHP Adayı Kelam Kılıçdaroğlu ile Başbakan Tayyip Erdoğan arasında bir çekişme izlendi . Genelde mevcut ve yeniden seçilen Kadir Topbaş olaya pek müdahil olmadı . Ankara da AKP’li Gökçek , CHP’li Karayalçın ve MHP’li Mansur Yavaş arasında büyük rekabet yaşandı . Gökçek yine kurt manevralarla tüm olumsuzluklara rağmen nasıl olduğu bir türlü anlaşılamayan şekilde yeniden başkanlığa seçildi . Burada suçlamalar , sokak reklamları ile renkli ve tartışmalı bir kampanya yaşandı . İzmir de CHP karşısında AKP varlık göstermedi . Aynı şey Diyarbakırda ‘da DTP karşısında yaşandı . DTP %60 ile kazandı . Akp’nin seçim öncesi beyaz eşya dağıttığı Tunceli’de de DTP ‘nin kazanması en çok konuşulan konulardan biriydi . Trabzon’da CHP belediye başkanlığını AKP’ye kaptırırken . İstanbulda 12 İlçede CHP’nin kazanmasının ardında büyük şehiri kaybetsede Kılıçdaroğlu rüzgarının ve etkisinin olduğu yorumları yapılabilir . CHP’nin deniz kenarlarında kalması , AKP’nin hemen hemen heryerden oy alması , MHP’nin birçok ilde aldığı belediye başkanlıkları ile AKP’nin oy erimesi ile dikkat çeken bir seçim oldu . Üzerinde çok tartışıldı çok duruldu . Bakalım bu sonuçlar ileriye nasıl yansıyacak . Ülkemize umut ve güzel günler getirmesi dileğimi iletiyorum bu konuda her nekadar gelecek pek flu görünsede ...

Oy toplama yöntemleri
“Bize oy vermeyen yanar “ taktiği
Varan 1
- Gönül, AKP Bayraklı Belediyesi başkan adayı Selim Gökdemir’in seçim çadırında, “Genel seçimde olduğu gibi yerel seçimde de bize destek verirseniz, hükümetin, Başbakan’ın hizmet aşkı daha da artacaktır” dedi .

Varan 2 - İstanbul Büyükşehir belediye başkanı olduğu dönemde büyük sıkıntı çektiğini belirten Erdoğan, ‘Belediyelerin merkezi yönetimle bir dayanışma içinde olması lazım. Farklı yönetimlerle çalışmak kolay değil’ diye konuştu.

Seçim atışmalarından tarihi vecizeler

Erdoğan’dan Baykal’a “40 fırın ekmek yemen lazım
Erdoğan’dan Baykal’a “İşine bak
Baykal’dan Erdoğan’a “Bu Başbakan üslubu değil, maganda üslubu
Baykal’dan Erdoğan’a “Başbakan’a bir üslup ayarlaması yapma ihtiyacını hissettim. Sanırım yararlı oldu

Tahmin
CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, 29 Marttaki yerel seçimlerde yüzde 40 veya üzerinde oy alacağını düşündüğünü söyledi. ( Sonuç : % 36 da kaldı)

Seçimin Yıldızı Kim ?
Medya Takip Merkezi(MTM), yerel seçim yarışında adayların basın yansımalarını mercek altına aldı. İstanbul, Ankara ve İzmir Büyükşehir belediye başkan adayları ile ilgili yayımlanan haberleri inceleyerek rapora dönüştüren MTM’nin verilerine göre, yerel seçimin basındaki yarışına damgasını vuran başkan adayı, Kemal Kılıçdaroğlu oldu.

2009 Türkiye Yerel Seçim Sonuçları ( İl genel meclis dağılımı )


Aldıðı Oy Oy Oranı

1. Parti AKP 145.678 % 39
2. Parti CHP 825.406 % 21
3. Parti MHP 731.609 % 19
4. Parti SP 202.003 % 5
5. Parti DP 181.249 % 4
6. Parti DTP 119.354 % 3

Bazı Belediye Başkanlıkları
İstanbul , Ankara : AKP - İzmir : CHP - Bursa : AKP - Diyarbakır : DTP , Adana : MHP , Trabzon : AKP

YEREL GÜNDEM
Ergenekon da süreç devam ediyor !
- Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi ve yazarı Mustafa Balbay Ergenekon soruşturması kapsamında ek ifadesi alınmak üzere İstanbul’a götürüldü. İstanbul’da savcılığa ifade veren olan Balbay’ın sabah gazeteye gelmeden, evinden polis gözetiminde alınarak götürüldüğü öğrenildi.
- Ergenekon Davası'nda 21'i tutuklu 56 şüpheli hakkındaki 2'inci iddianame tamamlandı ve 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne getirilen klasörlerde Horşit Tolon ve Şener Eruygur'un da adı yer alıyor

Güneydoğuda Toplu mezar görünümüde Kuyular bulunuyor
Güneydoğu’da 1990’lı yıllarda kaybolan çok sayıda insanın asitle yakıldıktan sonra gömüldüğü iddia edilen BOTAŞ kuyuları dün savcı ve avukatlar gözetiminde açıldı. Kazılan alanda iki kemik ve fanila parçası bulundu... N.A. mektubunda, Atak, kardeşi Kukel ile oğulları Mehmet ve Temel Atak’ın, Cizre ve köylerinde PKK’ya yardım ve yataklık eden kişileri, bazı komutanların bilgisi dahilinde Hizbullah’ın Kuştepe’deki sorgu merkezine götürdüklerini anlattı. Hizbullahçıların da bu kişileri sorguladıktan sonra öldürüp çukurlara gömdüklerini kaydeden N.A’nın gösterdiği üç noktada, 13 kemik parçası çıktı.

Medya’dan hükümete Protesto !
Cumhuriyet’in Hükümeti Protestosu
Cumhuriyet Gazatesi 1 Mart tarihli baskısında Hükümeti'nin basına karşı uyguladığı sansüre dikkat çekmek için okuyucularının karşısına bembayaz çıktı. Mesajdan alıntı “... AKP elindeki devlet olanaklarını pervasızca kullanıyor, kendinden yana medya oluşturmak için gazete, televizyon satın alıyor, kendinden yana olmayan medyaya vergi cezaları uygulamaya yöneliyor, karşıt bellediği yazar ve gazetecilere asılsız suçlamalarla soruşturmalar açtırarak basındaki muhalefeti sindirmeye çalışıyor; bu yolda bir geniş saldırı cephesi oluşturmuş durumdadır. Tüm kamuoyunu uyarmak için herkese soruyoruz: Biz susarsak...Kim konuşacak?..."

Fazıl Say ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay Polemiği
Ünlü müzisyen Fazıl Say, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın “Bizim Nazım ile ilgili yaklaşımımız onun sırtından para kazanma gayretinde olanlarınkinden daha önemli." şeklindeki sözlerine yanıt verdi. Say, "Sanatımı para için yapmadığımı beni tanıyan herkes bilir. Bu, bana yapılabilecek en haksız, en yanlış suçlamadır. Nazım’ın sırtından kazanan ben değilim" dedi.

Kürdistan dedi mi ? demedi mi?
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetimle ilgili "Kürdistan" ifadesini kullanmadığını söyledi. Gül, "Böyle terörle mücadele ettiğimiz, zor işlerle uğraştığımız konularda mesafeler de alınmaya başlarken böyle zedeleyici, lüzumsuz tartışmalara girmenin anlamı yok" dedi.

Helikopter Kazası
BBP Genel Başkanı Yazıcıoğlu’nu Kahramanmaraş’tan Yozgat’a götüren helikopter Göksun ilçesinin Çardak beldesi yakınlarında düştü. Yazıcıoğlu ve yanındaki 4 kişi öldü.

TSK – Arınç Polemiği
Bülent Arınç'ın bir seçim konuşmasında "İyi ki bu paşalarla savaşa girmemişiz" demesi ile başlayan polemik bugün Ankara'nın önemli gündem maddeleri arasına girdi. TSK'nın sabah saatlerinde gelen, “Sözkonusu kişinin Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili görüşleri bellidir. Ön yargılı ve saptırıcı bu sözlerin üzerinde durmaya bile gerek yok” açıklamasına öğleden sonra Arınç'tan şu tepki geldi:Bana kimse hukuku öğretmeye kalkmasın. TSK'yı sevmek kimsenin tekelinde değil.

Tübitak – Darwin krizi
TÜBİTAK Bilim Kurulu üyeleri, TÜBİTAK Bilim ve Teknik dergisinde Darwin’e sansür uygulandığı iddiasının doğru olmadığını, önümüzdeki sayılarda çok kapsamlı ve özel bir Darwin sayısı yapılacağını söyledi.

En Büyük İkramiye Sahiplerini Buldu.
Süper Loto’da 6 bilerek yaklaşık 25’er milyon TL kazanan İstanbul ve Bursa’dan 50 yaşlarındaki erkek iki talihli, ikramiyelerini banka müdürleri aracılığıyla aldı .

Bu adam full ....!
AKP Balıkesir Milletvekili Cemal Öztaylan, partisinin düzenlediği aday tanıtım töreninde, AKP'den Bandırma Belediye Meclisi 1'inci sıra adayı olan, babası ve ağabeyi şehit olan Celil Karabıyık, “Bu adam, sizin ve benim gibi hayvanların rahat yaşaması için babasını toprağa veren kişidir” diyerek tanıttı. ( Kendini tanıması bahsettiği tür adına taktire şayna bir durum )

Paparazzi Politikaları
Mehmet Ali Erbil, dün akşam Fox Tv'de canlı olarak yayınlanan Çarkıfelek programında şaşırttı. Bugüne kadar etkiye sütlüye karışmayan, siyasi tarafını hiç belli etmeyen Erbil ilk kez iktidara isyan etti. "Bunlar her şeyi kendilerine yontuyor. Tek partili döneme mi döneceğiz acaba? Yaa siz böyle koyun gibi olursanız döneriz valla ona göre. Bunları da kimse size söyleyemez, sıkar biraz. Ülkeyi zor günler bekliyor" dedi.

Lüks araca ÖTV indirimi : Fayda kime ?
ÖTV indiriminin ardından otomobil satışlarında adeta patlama yaşanırken, özellikle yurt dışından gelen araçların henüz yoldayken satıldığı bildirildi.

Deprem : Hep gündemde ama beklemekten başka birşey yapmıyoruz .
BALIKESİR'in Bandırma ilçesinde toplantıya katılan İstanbul Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü'nde görevli Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, son iki gün içinde Marmara Denizi'nde meydana gelen 2.8 ve 3.7 büyüklüğündeki depremleri değerlendirdi. Gündoğdu, "Deprem beklediğimiz fayın gergin olduğu gözüküyor. Fay hattında hareketlilik son bir ay içinde artmaya başladı. Bu hareketlilik dikkate değer bir gelişme. Marmara Denizi alarm veriyor." dedi. ( 18 Mart )

İstanbul belediyesi çalışıyor . ( Metrobüs’ün kuyruğu uzadı )
İstanbul Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, Avcılar–Zincirlikuyu metrobüs hattından sonra Zincirlikuyu-Söğütlüçeşme hattı da hizmete girdi.
Yorum : Metrobüs’ yeni bir icatmış gibi gösterenleri doğrusu anlamıyorum . Yıllar önce kullanılan tercihli otobüs yollarından bir farkı olmayan bir durum bu , yalnızca otobüsler biraz daha modern doğal olarak . Yinede özel aracı olmayan işçi ve memur vatandaşlar için memnunşyet verici bir uygulama olması yönüyle destekliyorum . Ama çokta köklü bir çözüm olmadığını unutmamak gerek.

Diyarbakır’da Petrol Bulundu ! ( Bu açıklamaların seçim öncesi çıkarıldığı konusunda ciddi speklasyonlar var ! Her denilene inanmamak mı lazım. Konun TV görüntüleri ile desteklendiğini anımsamıyorum !) Diyarbakır'ın Eğil İlçesi'nde TPAO'nun açtığı kuyuda 1800 metre derinlikte 26 gravite petrol bulundu. TPAO yetkilileri, bölgede 16 milyon varil petrol rezervisinin bulunduğunu tahmin ettiklerini belirterek, çalışmaların sürdüğünü söyledi. ( Çok yuvarlak bir açıklama , kaygıları doğrular nitelikte )

Petrol ve doğalgaz rezervleri hakkında
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Genel Müdürü Mehmet Uysal, Karadeniz’de 10 milyar varil üretilebilir petrolün yanı sıra yıllık 1,5 trilyon metre küplük üretilebilir doğal gaz olduğunu öngördüklerini bildirdi.

KÜRESEL KRİZİN YANSIMALARI

Global Kriz ve ABD’den bir dev zarar

American International Group, dördüncü çeyrekte ABD şirketler tarihinin en büyük zaranını açıkladı. Şirket, dördüncü çeyreği 61.7 milyar dolar zarar ile tamamladı. AIG'nin 2008 yılı için zararı ise 99,3 milyar dolar, yani hisse başına 37,84 dolar oldu.

Krizin Efesi
Efe Rakı, krize efelendi 70’liği 5 lira ucuzlattı : Krizde tüketicilerin yüzde 64’ünün hayatında değişiklik yaptığını söyleyen Efe CEO’su Demirtaş, “Rakısever, damak tadından fedakârlık etmesin diye, 70’lik Efe Klasik’i 5 lira ucuzlattık” dedi

Kriz İşsizlerine ek
Vodafone Türkiye’de 280 pozisyonun kapatıldığı, 260 kişinin de işten çıkarıldığı öğrenildi.
Küresel Ayak Oyunları Sürüyor

İlginç Bir Tespit
ABD’de Hudson Enstitüsü’nün “İslam, Demokrasi ve Müslüman Dünyasının Geleceği Merkezi”nde araştırmalarını sürdüren Zeyno Baran, ABD Senatosu’nun Dış İlişkiler Komitesi’nde yaptığı konuşmada, ABD’nin Türkiye’deki laik çevreleri “ılımlı İslam” dayatması yüzünden kaybettiğini söyledi.26 Şubat’ta “Müslüman Toplumlarla İlişkiler” konulu oturumda yaptığı konuşmada Baran, “ABD, Türkiye’de geleneksel olarak Batı’ya en yakın duran laik kesimin desteğini yitirdi. Şu anda Türkiye’deki nüfusun çoğunluğu, ki aralarında ABD’de eğitim görmüş olanlar da var, Amerika’ya negatif bakıyor. Neden mi? Çünkü birçoğu ABD’nin bölgeye örnek olması için Türkiye’de ‘ılımlı İslamcı’ bir yönetimi desteklediğini düşünüyor. Oysa İslamcı kökleri olan iktidardaki parti bile kendisini ılımlı İslamcı olarak değil, Müslüman demokrat olarak tanımlıyor” dedi.

Krize Dair
İngiliz dergisi The Economist’in son sayısında Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 17 yükselen ekonomi için bir risk değerlendirmesi yer aldı . The Economist’te yayımlanan “Domino Teorisi” başlıklı analizde, “Hastalığın yayılma sırası kimde?” sorusu yöneltildi. Analizde, 2009’da cari açığın milli gelire, kısa vadeli borçların rezervlere ve kredilerin mevduata oranına ilişkin tahminlere dayanarak yapılan risk derecelendirmesinde Türkiye 17 ülke içinde 8’inci sırada yer aldı.

Küresel Ayak Oyunları
Uluslararası ilişkiler uzmanı ve jeo-stratejist Dr. George Friedman, Türkiye’nin istikrarsız bir bölgede büyük bir istikrar adası ve olağanüstü büyük ticari ve askeri güç olduğunu belirterek, "Ben Türkiye’ye baktığımda büyük bir oyuncu görüyorum. Siz bu bölgeyi şekillendirebilecek ama bunu istemeyen bir güçsünüz. Ama artık bu Türkiye’nin direnebileceğinin ötesine geçmiş durumda" dedi.

Su Savaşları
İstanbul’da devam eden Dünya Su Forumu kapsamında düzenlenen toplantılarda konuşan Dünya Su Konseyi Başkanı Loic Fauchon, “Gelecekte bütün dünyada ölüm oranlarının, savaşlardan çok daha fazla şekilde su yokluğundan oluşan hastalıklar nedeniyle artması olasılığı var. Bu nedenle ölüm oranları da 10 misli artabilecek” dedi.Dünya Su Konseyi Temsilcisi Pierre Victoria ise, dünyadaki tüm ülkelerin ulusal bütçelerinden suya yüzde 1’lik pay ayırmaları gerektiğini söylerken, Brezilya temsilcisi Narcio Rodriguez de “Dünya Su Parlamentosu” kurulmasını önerdi.

Diplomasi oyunları
Türkiye’nin, NATO Genel Sekreterliği görevine en yakın aday olarak gösterilen Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen’i istemediği ve Rasmussen’in adaylığı halinde bunu veto edeceği belirtildi. ( Ama sonra ne yazık ki Rasmusen bu görevindeki ilk açıklamasını Türkiye’de yaptı .)

MEMLEKET MANZARALARI

Şaka gibi : Taşı toprağı altın
İzmir’in Dikili ilçesi Kaynarca mevkisindeki jeotermal suyun litresinde 4.9 miligram altın bulunduğu bildirildi...

Bu ülke insanları ne istiyor ? ( Padişahım Çok Yaşa (!) )
İstanbul’un iki yakasını birleştirecek Zincirlikuyu-Söğütlüçeşme metrobüs hattının açılışına katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ‘padişah’ gibi karşılandı. Hattın açılışı öncesinde halka seslenen Erdoğan, Metrobüs ve yapılan diğer yatırımlarla ilgili konuşurken açılışın olduğu alanda açılan bir afiş büyük dikkat çekti. Özellikle son Davos çıkışının ardından bazı kesimler tarafından ‘Yeni Osmanlı’nın temsilcisi olarak gösterilen Başbakan Erdoğan için hazırlanan afişte ise şunlar yazıyor: “Son Osmanlı Padişahı 1. Recep Tayyip Erdoğan!”
Kıssadan hisse : Ne ekersen onu bicersin !

Şaka Gibi Ceza
AKDENİZ Üniversitesi'nde 'Halimem' türküsünü ıslıkla çaldığı için hakkında soruşturma açılan Prof. Dr. Orhan Kuruüzüm'e 30'da 1 oranında maaş kesme cezası verildi. Prof. Dr. Kuruüzüm'ün 3 bin lira olan maaşından 100 lira kesileceği bildirildi.

DÜNYADAN

Berlisconi bu defa devlet adamlığını hatırladı . Bravo !
İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, önceki akşam Libya’ya yaptığı resmi ziyaret sırasında İtalyanların faşizm döneminde yaptıklarından dolayı, Libya lideri Muammer Kaddafi’den özür diledi . Berlusconi, “Hiçbir halkın, bir başka halkı kültür ve geleneklerini yok etmek üzere kendi boyunduruğu altına alma hakkı olamaz” dedi.

Hilary Clinton’dan Türkiye Ziyaretinde mesajlar
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton:
- Hiç bir siyasetçi basının kendisini eleştirmesinden hoşlanmaz Basın özgürlüğü demokrasinin bir parçasıdır .-PKK ortak düşmanımız. Terörle mücadele konusunda işbirliğimiz sürecek . Clinton, İran konusunda da Türkiye'den yardım isteyeceklerini söyledi.
-Obama, ortak dost bir ülkeye gelecek diyen Clinton, "Türk ve ABD gençlerinin facebook'u en çok kullanan gençler oduğunu biliyorum. Birçok ortak yönümüz var"
-Türkiye'nin İslam dünyasında bir model ( Bu kelimeyi sonra Obama’da söyleyecek ) olduğunu da belirten ABD Dışişleri Bakanı, Türkiye'de İslam ve demokrasinin bir arada olduğuna vurgu yaptı. (Ilımlı İslam demiyor . ABD politikasında bir taktik değişiklik süreci sözkonusu )
Clinton, ''Türkiye'yi nasıl tanımlıyorsunuz, ılımlı bir İslam mı" şeklindeki soruya da, "Hayır, dini ifadelerle nitelendirmiyoruz. Türkiye ile ilişkilerimizi güçlendirmek istiyoruz, derinleştirmek istiyoruz" yanıtını verdi.

Yazar Başkan Obama
Başkanlık seçimi kampanyası boyunca, ABD’de ve dünyada yayımladığı kitaplarla en çok satan yazarlar arasına giren Obama’nın, yeni kitap anlaşmasını, göreve başlamadan birkaç hafta önce imzaladığı belirtildi.

Bir Komik Haber
Zorunlu askerlikten muaf tutulmak için dini inancını öne süren İsrailli kadınlar, ordunun tuttuğu dedektiflerin izlemesine takıldı. Her türlü ‘günahı’ işleyen kadınlar yakalanıp silah altına alındı

SPOR

Atletizimde Avrupa Şampiyonluğu
Milli atlet Alemitu Bekele Degfa, 30. Avrupa Salon Atletizm Şampiyonası’nda bayanlar 3 bin metrede Türkiye rekoru kırarak, Avrupa şampiyonu oldu.

Hakem Kaleciye Yalvardı.
Belçika Ligi'nde Gent - Tubize maçının hakemi Peter Vervecken, verdiği yanlış penaltı kararı sonrası kaleciye penaltıyı kurtarması için yalvardı. Gent'in 2-0 kazandığı maçta hakem Tubize kalecisi Nicolas Ardouin'in yanına giderek, "Yanlış düdük çaldım. Şu penaltıyı da kurtar, beni de" ifadesini kullandı. Ancak penaltı gol oldu.

Ümit Özat : Futbolu bıraktı
Almanya Birinci Ligi takımlarından FC Köln’de forma giyen Özat, duygu dolu bir konuşma yaptığı basın toplantısında, "Futboluculuğum bugüne kadarmış" dedi.Ümit, "Ben artık futbolcu değilim" diyerek, futbolculuğu bıraktığını açıkladı ve Daum ile tokalaştı. Takım arkadaşlarının alkışları arasında duygusal bir ortamda yapılan toplantının ardından FC Köln taraftarları da Ümit'in futbolu bırakmasının ardından büyük üzüntü yaşadılar.

Tuncay Boro’yu karıştırdı .( İngiltere’de ki mentaliteye dikkat )
İngiltere'de Tuncay Şanlı Middlesbrough'yu karıştırdı. Düşme hattındaki Middlesbrough'nun Portsmouth ile 1-1'i ancak 90+3'te kurtarabildiği maç sırasında stadyum "Bizim tek bir oyuncumuz var o da Tuncay" tezahüratlarıyla inledi.Diğer oyuncular top aldıklarında seyircilerden ıslık ve yuh sesleri yükseldi.Maç sonunda takım kaptanı, "Tuncay için yapılan tezahuratlar takımın geri kalanı için büyük saygısızlık" diye açıklama yaptı. Middlesbrough taraftarları top Tuncay haricinde hangi futbolcuya gelirse gelsin ıslıkladı. Statta maç boyunca fırtına gibi esen ve sahanın her yerinde basılmadık yer bırakmayan Tuncay için, "Bizim tek bir futbolcumuz var" (We have only one player) tazahuratı yapıldı. Bu durum takım menajeri Southgate'i çok sinirlendirdi. "Tuncay için yapılan tezahuratlar takımın diğer oyuncuları için çok büyük saygısızlıktı" dedi.

Kurnaz Topçu(!)
Almanya Üçüncü Futbol Ligi’nde mücadele eden Eintracht Braunschweig takımının Türk futbolcusu Selim Aydemir’in, koşu antrenmanı esnasında tramvaya binmesi nedeniyle kulüpten kovulduğu bildirildi.
Derleyen Düzenleyen : Aylak Adam
Not: Haberler ve alıntılar basından derlenmiş ve kategorize edilmiştir . Kısa yorumlar Aylak Adam'a aittir .

Bir teori " Bufallo Teorisi"

Bir bufalo sürüsü en yavaş bufalonun hızında hareket eder.Sürü saldırıya uğradığında ilk olarak en arkadaki zayıf ve yavaş olanlar öldürülür. Bu doğal seleksiyon sürünün tümü için yararlıdır çünkü sürünün genel hızı ve sağlığı bu zayıf üyelerin ölümü sayesinde korunur.Aynı şekilde insan beyni de en yavaş beyin hücrelerinin hızında çalışır.Bugün bildiğimiz gibi alkolün aşırı tüketimi beyin hücrelerini öldürmektedir.Ancak doğal olarak, alkol en yavaş ve zayıf beyin hücrelerine saldırmaktadır.Bu yolla rakının ve/veya şarabın düzenli tüketimi zayıf beyin hücrelerini öldürerek beynin daha hızlı ve etkili bir makine olmasını sağlamaktadır.İşte bu nedenle bir kaç kadehten sonra her zaman kendinizi daha zeki hissedersiniz.

İÇELİM AKILLANALIM :)

Kaynak: Alıntıdır , kaynak bilinmemektedir

16 Nisan 2009 Perşembe

Özgürlüğün Resmi ( Alıntıdır)


Özgürlüğün Resmi



Babası İspanya`nın en ağır siyasi cezalarının verildiği bir hapishanede mahkumdu küçük kızın. Fırsat bulduğu her hafta sonu babasını ziyaret için annesiyle birlikte hapishaneye giderdi. Yine bir ziyarete giderken babası için çizdiği resmi yanında götürdü ancak hapishane kurallarına göre özgürlüğü çağrıştıran her türlü şeyin mahkumlara verilmesi yasaktı. Bu sebeple kağıda çizdiği kuş resmini kabul etmemişler ve oracıkta yırtmışlardı... Çok üzülmüştü küçük kız. Babasına söyledi bunu, o da "üzülme kızım, yine çizersin; bu sefer çizdiklerine dikkat edersin olur mu?" dedi. Küçük kız diğer ziyaretinde babasına yeni bir resim çizip götürdü. Bu sefer kuş yerine bir ağaç ve üzerine siyah minik benekler çizmişti. Babası keyifle resme baktı ve sordu: "Hmmm! Ne güzel bir ağaç bu! Üzerindeki benekler ne? Portakal mı?" Küçük kız babasına eğilerek, sessizce şöyle dedi : "Hşşşşt! O benekler ağacın içinde saklanan kuşların gözleri...



( Alıntıdır . Kaynak bilinmiyor )

14 Nisan 2009 Salı

Aylak Adamın Güncesi 2 ( Şubat 2009 )

Gecikme'den dolayı özür

Güncelerimi özel iş yoğunluğumdan dolayı biraz gecikerek yayınlıyorum. Öncelikle bu gecikme için kendimden özür diliyorum . Çünkü bu günceyi açıkçası kendim için tutuyorum . Ama arada buralara yolu düşüp inceleyenlerde varsa olnlarada ayrıca sevgi ve selamlarımı iletiyorum
Acayip bir yıl daha hızla ileriye doğru koşuyor . Şubat ayında da en büyük gündem seçim propagandaları ve herzamanki gibi Ergenekon'du ...

Şubat 2009'a dair eksikte olsa aldığım notlar aşağıdaki gibidir .

Başbakan'ın Köpekle imtihanı
( Bekir Coşkun - Tayyip Erdoğan Atışması )
''Bunlar köpekleriyle yatarlar''
Erdoğan,'göbeğini kaşıyanlar' ifadesine cevap verdi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın seçim turunda yeni durağı Sivas’tı. Erdoğan burada da Kastamonu’da olduğu gibi basını eleştirdi. Hedefinde de yazılarında “göbeğini kaşıyanlar” ifadesini sık sık kullanan Hürriyet gazetesi yazarı Bekir Coşkun vardı. Coşkun’un AK Parti’ye oy verenler için yazılarında kullandığı “göbeğini kaşıyanlar” ifadesini eleştiren Başbakan, hayvan sevgisiyle tanınan Coşkun için “Bunlar sevgili köpekleriyle yatar, kalkarlar” dedi. Başbakan, Bekir Coşkun’un hayvanlara ve özellikle köpeklere karşı sevgisine atıfta bulundu. Erdoğan şöyle konuştu: “Kimse bu milletin vekili, benim milletime tepeden bakıp, bunlar cahil diyemez. Bunların yandaş medyaları, yandaş köşe yazarları var. Benim vatandaşım AKP’ye oy verdiyse, bunlar ‘göbeğini kaşıyanlar’ diyemezler. Bunların sevgili köpekleri vardır, onlarla yatar onlarla kalkarlar.”

Monşerlere saygıyla ...
Başbakan, hükümetin İsrail politikasını eleştiren ve “monşerler” diye tanımladığı kesimlere de yüklenerek, “Monşer eskileri... Bunlar siyasete monşer geldiler monşer gidiyorlar. Niye rahatsız oluyorsunuz, madem monşer eskisi değilsiniz, Türkiye’nin kaderine olumlu katkılarda bulunun” diye konuştu.

AYIN ANONİM AFORİZMASI
" 3-5-2 KURALI: 3 Kuruşluk insana 5 Kuruşluk değer verirsen 2 Kuruşa satılırsın..."

Ayın TV Şovu
Disko Kralı – Kanal D – Cumartesiyi Pazara bağlayan geceler 00:30 – 04:00 civarları
Okan Bayülgen’i Gece Kuşu ile tanımış ve çok sevmiş biri olarak ondan sonraki süreçteki özellikle şov programlarını doğrusu pek kendime yakın bulmamışımdır . Okan Bayülgen’in tavirlarından çok konuk profili bunda etken olmuştur . Popüler kültürün bu yapmacık ikonlrını sevmediğim için Okan Bayülgen’den de sıkılmak durumunda kalmıştım. Ki zaman zaman tavırları bu konudada beni teyid eder olmuştur .

Ancak bu ay içinde izlediğim iki Disko Kralı programında yaptıkları programlar gerçekten bu ülkede pek görülmesi mümkün olmayan kalitede ve esprideydi . Cem Karaca ve Barış Manço anma programları bence çok başarılıydılar . Bu iki dev sanatçıyı böyle anmak keyifli oldu . Teşekkürler Bayülgen ve Disko Kralı ekibi .

Bayülgen’in programın aralarına sıkıştırdığı özellikle içinde de yer aldığı medya dünyasını işleyişini ve toplumsal algılamayı eleştirel yaklaşımları yorumları ve ifadeleri konusunda kendisini tebrik ediyorum bir vatandaş olarak .

Barış Manço programında Bayülkgen’in Barış Manço ‘yu sürekli Barış , Barış diye isimlendirmesi bence progrma bir samimiyet katmadan uzak çok başka bir algılama yarattı bunuda küçük bir elştiri olarak söylemeliyim.

Ayrıca Bayülgen’i NTV televizyonuna yaptığı Sade Vatandaş programındaki muhalif tavırlarıylada başarılı bulduğumu belirtmek isterim .

Bakanlarda içer !
İtalya’nın başkenti Roma’daki G-7 toplantısına sarhoş katıldığı iddia edilen Japonya Maliye Bakanı Şoiçi Nakagava, sağlık sorunlarını gerekçe göstererek istifa edeceğini açıkladı.

Şampiyonlarda İçer !
Pekin Olimpiyatları’nda kazandığı 8 altın madalyayla rekor kırarak tarihe geçen ABD’li yüzücü Michael Phelps’i News of the World dergisi 6 Kasım 2008 tarihinde, Güney Carolina Üniversitesi’ndeki bir partide başında ters taktığı kasketiyle, nargileye benzeyen ve “bong” adı verilen pipodan esrar içerken yayınladı .Fotoğrafların ortaya çıkması üzerine esrar içtiğini kabul eden ve bu davranışından ötürü pişmanlık duyduğunu belirten Phelps, “Bu yaptığım, insanların benden beklediği bir şey değil. Üzgünüm. Hayranlarıma ve kamuoyuna, bunu bir daha tekrarlamayacağım konusunda söz veriyorum” demişti.

Krize dair
İngiltere’de otomobilde yüzyılın indirimi yaşanıyor. Bazı aile otomobili modellerinin fiyatları yüzde 50’ye varan oranda ucuzladı

TİSK, Türkiye’deki işsizlik oranının dünya genelinde 52 ülke arasında üçüncü sırada bulunduğunu belirterek, hızla önlem alınmadığı takdirde Türkiye’nin, işsizlikte bir numara olmaya aday olduğunu öne sürdü.

Şaka gibi
Hollanda’nın Amsterdam Üniversitesi’nden bilim adamları, insan hafızasındaki acı ve korku veren, kötü anıları silen bir ilaç geliştirdiğini açıkladı.

Memeleket Manzaraları
Kız Olursa : Zeynep , Erkek Olursa : Yusuf
Türkiye’de, önceki yıl olduğu gibi 2008 yılında da erkek bebeklere en fazla verilen isim “Yusuf” olurken, kız çocuklarında ise “Zeynep” adı yine en fazla tercih edildi.

Ayın ( tozlu arşiv ) sözü
... Amerikan Başkanı Kennedy’nin zamparalığını değerlendiren Shirley MacLaine ne demiş “Ülkesi yerine sevgilisini beceren başkanı yeğlerim.”

Kuraklıkla Mücadele
Avustralya'da kuraklıkla mücadele kapsamında, evlerde her çekilen sifon için vergi alınacak.

Bir yorum
ABD’nin en saygın gazetesi Washington Post, dünyadaki 50’den fazla Müslüman ülke arasında Türkiye’nin Batı açısından özel bir konumu bulunduğunu belirterek, AKP döneminde Türkiye’nin bu özelliğini kaybetmekte olduğunu ve “Muhtemelen yeni Başkan Obama’nın gözde Müslüman ülkesi” olmayacağını yazdı.

Derleme : Aylak Adam
Şubat 2009

10 yıldır başta İngiltere olmak üzere dünyanın birçok farklı ülkesinde yaptığı çarpıcı duvar resimleriyle ünlenen sanatçı "Banksy"nin bir çalışması .

9 Şubat 2009 Pazartesi

Aylak Adam Güncesi 1 ( Ocak 2009)


Davos’da ki Erdoğan Peres tartışması gündeme oturdu .

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Davos’ta Gazze konulu toplantıda, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’le sert tartışmaya girdikten sonra, oturumu terk etti. Başbakan bir daha Davos toplantılarına katılmayacağını söyledi.

Bu tarihi olayın gelişimi şöyle :
Daha önceki açıklamalarında da Gazze operasyonu nedeniyle İsrail’i sert bir şekilde eleştiren Başbakan Erdoğan, Davos’ta yapılan bir panel toplantısında bu görüşlerini yineledi. Erdoğan, İsrail’i orantısız güç kullanmakla suçlarken, İsrail ablukası nedeniyle Gazze’yi hapishane olarak niteledi. Erdoğan, Hamas’ın da barış sürecine dahil edilmesi gerektiğini savundu.Erdoğan’ın açıklamalarından sonra İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres söz aldı ve ülkesinin politikalarını savundu. Peres, bölgedeki ateşkesi Hamas’ın bozduğuna dikkati çekti; İsrail’in Hamas’ın roket saldırılarına karşılık verdiğini söyledi. Peres İstanbul’a roket atılsa Erdoğan’ın da benzer şekilde davranacağını savundu. Zaman zaman sesini yükselterek konuşan Peres’in doğrudan Erdoğan’a hitab ettiği dikkati çekti.

Peres, Erdoğan’a, “Mübarek durumu sizden daha iyi biliyor. Başkan Abbas da durumu biliyor ve Hamas’ı suçluyor” diyerek eleştirdi. 'Siz Öldürmeyi Çok İyi Biliyorsunuz'Yeniden söz isteyen Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı’na “Siz öldürmeyi çok iyi biliyorsunuz” dedi.

Erdoğan “Sayın Peres benden yaşlısın. Sesin çok yüksek çıkıyor. Bu suçluluk psikolojisi. Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları öldürdünüz. Bu insanları öldürenleri alkışlamak insanlık suçudur" dedi.
Erdoğan, oturumu bitirmeye çalışan moderatör David İgnatius'a dönerek, "Benim için bundan böyle Davos bitmiştir. Davos’a bir daha gelmem” diye konuştu. Paneli terk eden Erdoğan, daha sonra yaptığı basın toplantısında kendisine daha fazla söz hakkı tanınmamasına tepki gösterdiğini söyledi.

Bu olay sonrasında hem dünyada , hem de Türkiye’de çok yönlü tartışıldı . Tabi ortak bir yorum çıkması zor oldu . Genelede Peres ‘in sert uslubu ve moderatörün toplantı yönetimi eleştirildi . Erdoğan’ın haklılığı vurglandı ama uslubu ve davranışı konusunda aynı konsensüs pek oluşmadı . Konu ayrıca medyada , gerek ciddi gerek espirileri ile de bolca yer aldı . Bir ara insanlar birbilerine Erdoğan’ın sözüne itafen sürekli “ One minute , one minute ..” diye hitap ettikleri bile göründü . Konu Diplomasi ve siyaset konulu başlıklarla ciddi ciddi tartışılıdı. Başbakan ‘ın krizin ardından ülkeye dönmesi ve burada yaratılan havayla olayı bir iç siyaset yönüne kaydırması önümüzdeki yerel seçimler için bir siyasi yatırma dönüştürüldü eleştiriside aldı .

Diğer Konulardan kimi başlıklar

Sapıklığın son noktası

Avustralya’da bir adam erotik ürünler satan üç mağazaya zorla girdikten sonra şişme kadınlara tecavüz edip kaçtı. Kullanılmış şişme kadınlar daha sonra bir arka sokakta bulundu. Queensland Eyaleti’nin Cairns Kenti’ndeki erotik mağazalardan birinin sahibi, "Hayatımda bu kadar tuhaf bir şey görmedim. Böyle insanların sokakta olması endişe verici" dedi.

İsrail’in Filistin’e yaptığı 22 günlük bombarduman ve savaşta 1500 civarında sivil’in öldürüldüğü bildirildi .

Bu inanılmaz savaş , tüm dünyanın gözleri önünde ve tepkisiz bir şekilde sürdü . BM bir açıklama için bile fikir birliğine varamadı .

Savaşa en güzel tepkilerden biride FUTBOL’dan geldi
İsrail’in saldırıları karşısında Filistin’e destek tüm dünyada sürüyor. İspanya’nın Sevilla takımında forma giyen Mali asıllı futbolcu Frederic Kanoute da Filistin’i desteğini, attığı gol sonrası formasının altındaki "Filistin" yazılı siyah tişörtü ile gösterdi. İspanya Kral Kupası’nda dün akşam oynanan Sevilla-Deportivo maçında gol atan Sevillalı Kanoute, formasının içinde bulunan "Filistin" yazılı siyah bir tişörtü göstererek, Filistin halkına destek verdi. Sevilla’nın 2-1 kazandığı maçta takımının 2. golünü atan Kanoute, gol sevincini farklı dillerde "Filistin" yazılı tişörtü göstererek yaşadı. Kanoute’nin "Filistin"e desteği, formasını kaldırmasından dolayı hakem tarafından sarı kartla cezalandırıldı.


Yeni Başkan OBAMA yemin ederek görevine başladı .
Başkanlık yemin töreni ve öncesi düzenlenen eğlenceye milyonlarca kişi katıldı TV’lerden milyarlarca kişi izledi . ABD ‘nin başkanlık törenlerini bile bir medyatik şova dönüştürmesi 21. yüzyılın yeni yüzü hakkındada ipucu veriyordu .

Ergenekon fırtınası esmeye devam etti . 10. Dalga da ülkeyi sarstı .

Yabancılar Operasyonu
"Ülke Ergenekon ile meşgul edilirken, Kürdistan’ın kurulması, Apo’nun serbest bırakılması, devlet gücünün hükümetsel güç olarak kullanılması arzusu var. Bunu okumamak için aptal olmak lazım…" Saadettin Tantan – Eski İçişleri Bakanı

Vatandaş bu oyunu anlayamadı ama herneyse !
Mol ( Merter – Osmanbey – Laleli ) Mağzasının Açılışı
İstanbul Kurtköy’de ‘yüzde 90 indirim’ sloganıyla açılacağını duyuran mağazanın önünde 40 bin kişi toplandı. Büyük izdihamın yaşandığı mağazada raflar 10 dakikada boşaldı, 100 bin TL’lik ürün kayıplara karıştı.

Artık Türkiye’nin de bir delisi var !
CHP Ankara Milletvekili Nesrin Baytok, Ergenekon soruşturmasına ilişkin açıklamalarıyla gündeme gelen Tuncay Güney hakkında, ''Artık Türkiye'nin de bir delisi var'' nitelemesinde bulundu.

Türkiye'de İşsizlik Oranları
TÜİK tarafından yapılan açıklamaya göre, işsizlik oranı % 10.9 iken, tarım dışı işsizlik oranı % 14 oldu. Açıklamada şöyle denildi: "Türkiye genelinde işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 385 bin kişi artarak 2 milyon 687 bin kişiye yükselmiştir. İşsizlik oranı ise 1.2 puanlık artış ile % 10.9 seviyesinde gerçekleşmiştir. Kentsel yerlerde işsizlik oranı 1 puanlık artışla % 12.8, kırsal yerlerde ise 1.2 puanlık artışla % 7.8 olmuştur.

Bu hikaye uzar gider ( Ben özür dilerim , sen teşekkür edersin ...)
Fransa’da yaşayan Ermeni asıllı sanatçı ve aydınlar, 1915 olaylarıyla ilgili Türkiye’de bir grup aydın tarafından başlatılan kampanyaya karşılık "teşekkür kampanyası" başlattı. "Teşekkürler" başlığı ile başlatılan imza kampanyasının metninde, "Bu girişimi kişisel olarak başlatan Türk vatandaşlarına teşekkür ediyoruz" denildi. Aydın ve sanatçıların yer aldığı 21 Ermeninin başlattığı ve destekleyenlerin sayısının gün geçtikçe arttığı belirtilen kampanyanın metninde, "Bu girişimi destekliyoruz. Gerçek bir umut işareti ve tarihi bir ilerleme olarak görüyoruz" ifadesi kullanıldı.

Tüm Notlar Aylak Adam tarafından medyadan derlenmiştir .

Aylak Adam
Şubat 2009