Yıllık olarak bloglarımı yazmaya başladıklarımın içinde en sade ve soluk yıllık bu oldu sanırım . Aslında okadar çok şey olup bitiyor ki , önemli olan algının kapılarını açık bırakabilecek sağlıklı ve mantıklı yaşam şeklini hayata adapte etmekte tüm hikaye . Ya da sağlıklı ve mantıklı ifadesi göreceli olabileceği için William Blake'in " Eğer algının kapıları temizlenirse herşey olduğu gibi görünür , uçsuz bucaksız ..." ya da Aldux Huxley'in dediği gibi " Bilinen ve bilinmeyen şeyler vardır , aralarındada algı kapıları..." söylemlerindeki gibi beyinlerimizi dolayısıyla yaşamımızı meşgul eden dolduran , bizi zamana hapseden ve üzerimize sis gibi çöken bizden olmayan, bize dayatılanlarda kurtulursak , yaşamımız daha da berraklaşacak sanıyorum ( Jim Morrison'u anımsadım saygıyla ...) ... Ama bu yıl Aylak Adam bu anlamda bir kaybedeni yaşıyor , hayat gailesi tüm zamanı garip bir çelişkiler topunun çığa dönüşmesiyle kapladı bu sene ve geriye dönüp baktığımda , zamanın içinde yaşana güzellikler olsada onları dile getirememek sadece "carpe diem - anı yaşa " modunda bir anlık keyfin ya da yaşanmışlığın içerisinde kaybolup gitmiş gibi görünüyor yaşananlar , zamanda ... Oysa yaşananlar ve yaşanmışlıkların , özelliklede manalı ve değerli olanların bence izleri olmalı , hissettirdikleri, özellikle de kattıkları paylaşılmalı , hissedilen enerji mutlaka dışa dönmeli , yansımalı ki bir kötülüğü bile olsa iyi etme adına belkide bir şifa olabilmeli ... ( Medicine Man büyükbaba Geronimo'yu saygıyla anıyorum , Kızılderili kültüründe şifacılar toplumun en önemli kişiliklerinendir . Geronimo hem bir savaş lideri hem de bir şifacıdır . Günümüzde ruhunu sanal yaşatabilmek adına anmak ve benimsek benim açımdan önem arzetmektedir, paylaşmayı istedim. )
Ancak tabii bu memlekette , bu dünya da, bu sokaklarda, bu şehirde, bu atmsforde birşeylere kullak kabartır ya da dikkat kesilirseniz işiniz yaş demeliyim , yaş biliyorsunuz bir argo ifade , ama göz yaşına kadar gidecek bir ızdırabın izleri bu aynı zamanda ... İnsan olarak en büyük özelliğimiz daima umutvar olabilmemiz ve tüm kötülüklerin içinden bile bir güzellik çıkarabilmemiz ... ( Aklıma Köle edilmiş kara Afrikalıların pamuk tarlalarındaki ızdıraplı günlerinden sonra geceleri barakalarında yarattığın olağanüstü BLUES geliyor. " Bu sabah kalktım ve bir bira açtım kendime , gelecek herzamanki gibi karanlık ve soğuk ama sevgilimin sıcaklığu ısıtıyor ve aydınlatıyor sabahımı ...)
Bu yıl tüm bu sıradan ve bunaltıcı atmosferin içinde , güzel bir Akdeniz yaz tatili , araya girmiş birkaç ROCK konseri ki sonuncusu WASP'di ve okumaya fazlası ile konsantre olup ortalamanın üzerinde bir kitap okuma durumu gerçekten bana haz veren önemli ayrıntılardı . Henüz belki motorsikleti alamadım , halen dağlara çıkamıyorum , sırt çantamı alıp gidemiyorum ama , alacakaranlığın içinde yanan mum ışıklarında aydınlık yüzleri ve yol gösterici güzellikleri yakalıyor olabilmenin heyecanı beni umutvar ve heyecanlı kılıyor ... Hatta bu satırlara başlarken bloga uzun süredir yazmadığımı farkedip birşeyler karalamalıyım , ama ne , diye düşünürken , şimdi geride kalan satırla bakınca bile hala yüreğimdeki umut ışığının ya da meşalesinin heyecanla yandığını hissettiğimi anladım . Bu güç için , her nereden ve nasıl geliyorsa ona minnettar olduğumu , saygı duyduğumu ve onu çok değerli bulduğumu söylemeliyim .
Teşekkürler o gücü bana gönderen ve o gücün benden yayılmasını sağlayanlara , yaşama , doğaya , içsel dünyama ve tüm dostlarıma ...
Sevgiyle Kalın ...
Aylak Adam
9 Aralık 2009
Fotoğraf : Doğanın Silahları-1 / Aylak Adam 2009 / Ulupınar - Antalya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder